Herhâlde namaz kılacaksınız

[mehmet ali]

Adam, binecegi otobüsün kalkmasina bir saatten fazla süre oldugu için, otogarin yari aydinlik koridorlarini arsinliyordu. Ellerini yikamak üzere biraz ilerideki lâvaboya yanastiginda, is tulumlari giymis bir genç ona dogru gelerek:

- Herhâlde namaz kilacaksiniz, dedi. Abdest alma yerimiz de mevcuttur.

Adam, elindeki sigaranın külünü delikanlinin ayaklari dibine silkelerken:

- Sen herhâlde görevlisin. Ne is yaparsin burada?

- Temizlikçiyim efendim. Lâvabo ve tuvaleti temizliyorum. Adam, alayci gözlerle süzerek devam etti:

- Ben, namazi senin gibi çulsuzlara biraktim. Bu is size öyle yakisiyor ki...

Temizlikçi genç, adamin hakaretine aldirmayacak kadar olgundu. Fakat namaza karşi yapilan saygisizlik, canini çok sıkmıstı. Verecegi cevabi bir süre düsündükten sonra, susmayi tercih edip isine döndü.

Adam, magrur adimlarla oradan uzaklasirken, basinin döndügünü hissetti. Sirtindan çikartarak koluna aldigi kase paltonun agirliğini da ilk defa farkediyordu. Biraz önce yedigi iki porsiyon kebap, herhâlde tansiyonunu yükseltmis ve kendisini hâlsiz birakmisti. Birkaç adim daha attiginda âniden fenalasarak dizleri üzerine çöktü. Allahtan ki, kolundaki palto ondan önce yere düsmüs ve yeni aldigi takim elbisenin kirlenmesini engellemisti. Adam, çömelmis vaziyette olmasina ragmen firildak gibi dönen basini yere dayayarak bir müddet dinlendi ve tekrar dogruldugunda, aynı rahatsızligi duyarak hareketini tekrarladi. Fakat, baskalari tarafindan görülmüs olmaktan endise ediyordu. Bunun için saga sola bakindiginda, terminalin çaycisi oldugu anlasilan bir gençle burun buruna geldi. Delikanli, adami saygili bir ifadeyle selâmlarken söyle dedi:

- ALLAH kabul etsin bey amca. Ama kible biraz daha saga doğruydu

[hak aşığı]

Teşekkür ederim ALLAH razı olsun

[mehmet ali]

ALLAH razı olsun

[kervan]

emeginize  saglık  rabbim  razı  olsun  güzel  paylasımınız  icin