Sohbet

2024 Nov 17 19:35:37
yusuf35: Ziya Uğur - Hacı Bayram-ı Veli 2017 - 320 Kbps + Flac Kalite Eklendi   TIKLA

2024 Nov 10 23:45:06
yusuf35: Mustafa Aksoy - Hep Birşeyler Var 2005 - 320 Kbps + Wav Olarak Eklenmiştir...  TIKLA

2024 Nov 06 07:14:02
yusuf35: Mustafa Özoruç - Sarmaşık 1993 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 04 13:27:25
yusuf35: Ozan Yusuf Polatoğlu - Beyaz Hüzün 2010 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 03 12:14:32
yusuf35: Berk Özbek - Türkiye'nin Tenoru'ndan İlahiler 2024 - 320 Kbps + Flac Eklendi  TIKLA

Welcome to Ilahi-Ezgi - Manevi Dünyanız. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 00:16:37

Login with username, password and session length

Üye
  • Toplam Üye: 4,298
  • Latest: mdeniz
İstatistikler
  • Toplam İleti: 118,458
  • Toplam Konu: 13,897
  • Online today: 559
  • Online ever: 2,613
  • (21 Ocak 2020, 20:27:20)
Çevrimiçi Üyeler
Users: 7
Guests: 578
Total: 585

En Son Konular

Dinî hayatımızı düşerek mi, yükselerek mi sürdürüyoruz? Sürdürüyoruz?

Başlatan hak aşığı, 25 Ocak 2017, 12:20:50

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Dinî hayatımızı düşerek mi, yükselerek mi sürdürüyoruz?
Sürdürüyoruz?

Daha kolay anlaşılması için soruyu şöyle de sormak istiyorum:

-Ramazan öncesi şu devrede günlük hayatımızı yükselerek mi yaşıyoruz, yoksa düşüşe geçerek mi?

Günün sorusu bu gibi geliyor bana. 'Bunu anlamak mümkün mü?' diyebilirsiniz. Maneviyat büyüklerinin yaptıkları değerlendirmelere bakınca böyle bir tespitin mümkün olduğunu görmekteyiz. Dinî hayatınızda yükselme mi var yoksa düşüş mü? Yani tekamül mü söz konusu, yoksa tesafül mü?

Büyükler diyorlar ki:

-İşlediğiniz sevaplardan ciddi şekilde seviniyor, maruz kaldığınız günahlardan da aynı ciddiyette üzülüyorsanız manevi hayatınızda düşüş yok, demektir.

Böyle değil de durum bunun tam aksine ise, yani:

-İşlediğiniz sevaptan sevinmiyor, maruz kaldığınız günahtan da üzülmüyorsanız, düşüş başlamış, irtifa kaybederek yaşanıyor demektir. Çünkü, sevabından dolayı sevinmek, günahından dolayı da üzülmek imanın özelliğindendir.

Bu özelliğini koruyan kimse, kendisini sevindirecek sevapları yapmaya istek duyacak, üzecek günahlardan da uzak kalmaya gayret gösterecektir. Kaybetmediği üzülme ve sevinme duygusu, ona bu azmi ve gayreti verecektir. Hep yükselerek devam edecektir.

Düşüş ne zaman başlar?

-İşlediği günahtan dolayı ciddi bir üzüntü duymuyor, tövbe istiğfara gerek görmüyor, sevaptan dolayı da mutluluk hissetmiyor, şükür duygusuna girmiyor.. Nerede ise 'Benden adam olmaz.' diyerek günahla sevap nazarında eşit hale geliyor. Böyle ümitsiz hallerde hızlı şekilde irtifa kaybı başlamış demektir. Bu düşüşün sonu nereye kadar iner kestirilemez. Çünkü onu düşüşten caydıracak vicdan sızısı, pişmanlık duygusu yok olmuştur iç dünyasında..

Bu meselenin üzerinde çok duran maneviyat âlimleri konuyu şöyle özetliyorlar:

-İşlediğiniz sevaptan ne kadar seviniyorsanız o kadar müminsiniz, irtikap ettiğiniz günahlardan da ne kadar pişmanlık hissediyorsanız o kadar Müslüman'sınız! Meselenin özü budur.

Nitekim bir adam Resulullah Efendimiz'e (sas)gelerek günahlar karşısında irkilme, sevaplar karşısında da sevinme hissini sormuş. Efendimiz'in açıklaması ise şu mealde olmuştur:

-İmanı kuvvetli mümin günahını üzerine yıkılacak dağ gibi büyük görür, hep tövbe, istiğfar halinde olur. İmanı zayıf kimse ise günahlarını burnu ucuna konmuş sinek gibi basite alır, tövbe istiğfar gereği duymaz.

Öyle ise bu önemli konuyu nefsimize bakan yanıyla şöyle bağlayalım:

-Mümkün oldukça hayatımızda bizi sevindirecek sevabı çoğaltmalı, yine mümkün oldukça bizi üzecek günahı da azaltmalı, hatta günahımızı üzerimize yıkılacak dağ gibi büyük görmeli, hep vicdan azabı çekmeliyiz.

Şayet düşüşe geçen bir hayata yönelmek istemiyorsak.

Neden böyle olmalıyız? Çünkü sevabından sevinen insan, kendisini sevindiren şeyi eninde sonunda daha çok yapmaya yönelir. Günahından üzülen insan da, kendisini üzen şeyi eninde sonunda hiç yapmamaya yönelme gereği duyar.

Böylece bu duygular, insanın manevi hayatını düşüşten kurtarır, istikametine yönelmesine sebep olur. Yeter ki imanın işareti olan sevabından sevinip günahından üzülme duyguları zayıflamasın.

Önümüzde kutlu Ramazan ayı var. İnşallah hep yükselecek, hep İslami aşk ve şevkle irtifa alacağız. Buna şimdiden seviniyor, hazırlanma gereği duyuyoruz. Çünkü Ramazan'da irtifa kaybeden başka aylarda yükselemez. Onun için zihnî hazırlığımız kesin ve kati olmalıdır... 

Ahmet ŞAHİN :) :)



emeginize  saglık  rabbim  razı  olsun  güzel  paylasımınız  icin

TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022