Sohbet

2024 Nov 17 19:35:37
yusuf35: Ziya Uğur - Hacı Bayram-ı Veli 2017 - 320 Kbps + Flac Kalite Eklendi   TIKLA

2024 Nov 10 23:45:06
yusuf35: Mustafa Aksoy - Hep Birşeyler Var 2005 - 320 Kbps + Wav Olarak Eklenmiştir...  TIKLA

2024 Nov 06 07:14:02
yusuf35: Mustafa Özoruç - Sarmaşık 1993 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 04 13:27:25
yusuf35: Ozan Yusuf Polatoğlu - Beyaz Hüzün 2010 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 03 12:14:32
yusuf35: Berk Özbek - Türkiye'nin Tenoru'ndan İlahiler 2024 - 320 Kbps + Flac Eklendi  TIKLA

Welcome to Ilahi-Ezgi - Manevi Dünyanız. Please login or sign up.

22 Kasım 2024, 19:19:09

Login with username, password and session length

Üye
  • Toplam Üye: 4,298
  • Latest: mdeniz
İstatistikler
  • Toplam İleti: 118,458
  • Toplam Konu: 13,897
  • Online today: 746
  • Online ever: 2,613
  • (21 Ocak 2020, 20:27:20)
Çevrimiçi Üyeler
Users: 8
Guests: 748
Total: 756

En Son Konular

Mazlumun Yan‎nda Olmak

Başlatan münih, 20 Haziran 2015, 20:21:26

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mazlumun Yan‎nda Olmak

Haks‎zl‎k, adaletsizlik yapana zâlim, haks‎zl‎ًa uًrayana da mazlum denir. Aslolan ne zâlim ne de mazlum olmakt‎r. "Ne haks‎zl‎k yapar, ne de haks‎zl‎ًa uًrars‎n‎z." (Bakara, 279)

Allah zulmü hem kendi nefsine hem de kullar‎na haram k‎lm‎‏t‎r. "قüphesiz ki Allah zerre kadar haks‎zl‎k yapmaz." (Nisa, 40) Haks‎zl‎k yapanlar‎ da ‏iddetle cezaland‎r‎r. "Haks‎zl‎k yapanlar nas‎l bir y‎k‎l‎‏la y‎k‎lacaklar‎n‎ anlayacaklard‎r." (قuara, 227)

Peygamberler de zâlimlere kar‏‎ mazlumlar‎ koruma mücadelesi vermi‏lerdir. Kimisi ِldürülmü‏, kimisi ülkesinden sürülmü‏, hepsi de çe‏itli ‏ekillerde tacize uًram‎‏lard‎r.

Mazlumlar‎n yan‎nda olmak hakdan ve hakl‎dan yana olmakt‎r. Zâlimin yan‎nda olmak zulme ortak olmak demektir. "Haks‎zl‎k yapanlara meyletmeyin yoksa ate‏ size de dokunur." (Hûd, 113) "Kim, zâlim olduًunu bildiًi halde yard‎m etmek üzere zâlimle birlikte yürürse فslam'‎n d‎‏‎na ç‎km‎‏ olur." (Suyûtî, Câmiu's-Saًir, 2/155) Mazlumun yan‎nda yer almak fazilettir. Müslüman‎n ‏iar‎ da mazlumun taraf‎nda olmakt‎r.

Hz. Peygamber (s.a.v.) peygamberlikten ِnce mazlumlar‎n hukukunu korumak için kurulan Hilfu'l-fudul'a üye olmu‏tu. Bu te‏kilat‎n kurulu‏ hikayesi k‎saca ‏ِyledir: Zebit kabilesinden bir zat mal‎n‎ satmak üzere Mekke'ye geldi. Mekke'nin kodamanlar‎ndan آs b. Vail onun mal‎n‎ sat‎n ald‎ fakat ücretini vermedi. Zulme uًrayan ki‏i müttefik olan Abdü'd-dâr, Mahzum ve Cunah kabilelerini imdada çaً‎rd‎. Fakat bunlar yard‎ma yana‏mad‎lar. ـstelik adam‎ azarlad‎lar. Bu durum kar‏‎s‎nda sabah vakti Kurey‏liler Kabe civar‎nda evlerinde iken Ebû Kubeys daً‎na ç‎kt‎ yüksek sesle ‏unlar‎ sِyledi.

"Ey Fihr oًullar‎! Evinden ve dostlar‎ndan uzak Mekke vadisinde haks‎zl‎ًa uًrayan ki‏inin imdad‎na yeti‏in. Bu zat ihraml‎, saç‎ ba‏‎ daً‎n‎k, umresini de henüz tamamlamam‎‏. Hicr ile hacer aras‎nda bulunanlar! Yeti‏in. Bu Kâbe, ahlâk‎ yüce olan ki‏ilere lây‎kt‎r. Zâlim ve facir elbisesi giyenlere deًil." Bu sesi duyan Zübeyr b. Abdu'l-Muttalib meydana ç‎k‎p "Bu gِz yumulacak bir hal midir?" diye seslendi. Bunun üzerin Ha‏im, Zühre ve Teym, Abdullah b. Cüdan'‎n evinde topland‎lar. Abdullah onlara yemek haz‎rlad‎ ve bu ki‏iler, aralar‎nda sِzle‏tiler: Buna gِre denizde bir damla su kald‎kça, Sebir ve H‎ra daً‎ yerinde durdukça zâlimden hakk‎n‎ al‎ncaya kadar mazlumla el ele verecekler, geçim s‎k‎nt‎s‎ çekenlerin yan‎nda olacaklar. Bilahare آs b. Vâil'in yan‎na var‎p mazlumun hakk‎n‎ ald‎lar ve kendisine teslim ettiler. Mazlumlar‎n hukukunu korumak için kurulan bu ittifaka "Erdemliler ittifak‎" denildi. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu ittifaktan sِz ederken ‏ِyle buyurdu: "Ben Abdullah b. Cüdân'‎n evinde kurulan bir ittifaka ‏ahit oldum. قayet peygamber olduktan sonra da ayn‎ ittifaka davet edilsem seve seve kat‎l‎r‎m. اünkü onlar gasp edilen mallar‎ sahiplerine vermek ve zâlimin mazlumu ezmesine f‎rsat vermemek için sِzle‏mi‏lerdi. (Salihî, sûbûlul'l-hüda; 2/154)

Hz. Peygamber (s.a.v.), hayat‎ boyunca daima mazlumdan yana bir tutum sergilemi‏, O'nun yolunu takip eden ra‏id halifeler de ayn‎ tutum içinde olmu‏lard‎r. Nitekim Hz. Ebu Bekir (r.a.) halife seçildiًinde irad ettiًi ilk hutbede; kendi kat‎nda mazlumun güçlü, zâlimin ise zay‎f konumda olacaً‎n‎ sِylemi‏tir.

Bütün mesele: gücü hakda gِrmek, ba‏ka bir ifadeyle hakl‎y‎ güçlü, haks‎z‎ güçsüz gِrmektir. Fakat insanlar genellikle hakl‎ veya haks‎z olup olmamaya bakmaks‎z‎n güçlülerin yan‎nda saf tutmakta, gücü hak yerine ikame etmektedirler. Zulüm; bu tutum ve anlay‎‏ sayesinde devam etmektedir. Her ne olursa olsun, zulümle âbâd olmak isteyenlerin ak‎betleri berbâd olmaktad‎r. "Gerçek ‏u ki zâlimler asla iflah olmazlar." (En'am, 21)

Mazlumlar‎n duas‎n‎ almak, bedduas‎ndan sak‎nmak gerekir. Hz. Peygamber (s.a.v.) ‏ِyle buyurmu‏lard‎r: "Kâfir bile olsa mazlumun bedduas‎ndan sak‎n‎n. Zira beddua ile Allah aras‎nda kabulünü engelleyecek bir perde yoktur." (Aclûnî, Ke‏fu'l-hafâ hadis no: 75) Beddua genelde ho‏ kar‏‎lanmasa da mazlumlar için bedduaya izin verilmi‏tir. "Allah, zulme uًrayanlar‎n d‎‏‎nda çirkin sِzün aç‎kça sِylenmesinden ho‏lanmaz." (Nisa, 148) Zulmedilmi‏, hakk‎na tecavüz olunmu‏ olan kimse feryat edebilir, zâlim aleyhine baً‎ra baً‎ra beddua edebilir veyahut ondan yak‎nacak kِtülüklerini sِyleyebilir, hatta kِtü sِzlerine aynen kar‏‎l‎k da verebilir. Allah zulme uًrayanlar‎n feryad‎n‎ dinler, halini bilir. (H. Yaz‎r, Hak Dini, 3/111)

Mazlumlar‎n ‏ikayeti doًrudan Mevla'ya ula‏‎r. Mücadele suresinin ilk ayeti bunun aç‎k delilidir. "Kocas‎ hakk‎nda seninle tart‎‏an ve Allah'a ‏ikayette bulunan kad‎n‎n sِzünü Allah i‏itmi‏tir." (Mücadele, 14) Ayetin nüzul sebebi k‎saca ‏ِyledir: Havle binti Sa'lebe, Ensardan Evs b. Sâmit'in han‎m‎ idi. Havle bir gün kocas‎ndan bir istekte bulunmu‏, o da ِfkelenip "Sen bana anam‎n s‎rt‎ gibisin" demi‏, bِylece z‎har sِz konusu olmu‏tu. Cahiliye dِneminde bu sِzü sِyleyene kar‎s‎ haram say‎l‎rd‎. Onu bir daha alamazd‎. Evs, yapt‎ً‎ndan pi‏manl‎k duydu. Kar‎s‎na dِnmek istedi. Fakat Havle yana‏mad‎ ve durumu Resûlullah'a arz etmeye gitti ve: "Ya Resûlallah! Evs beni e‏ olarak seçip evlendiًinde gençtim, çekici idim. Ancak ya‏‎m ilerleyip bir çok çocuًum olunca Evs beni anas‎ gibi k‎ld‎ ve kimsesiz b‎rak‎verdi. Bu duruma bir çare buluver, dedi. Rasûlullah ise bir hüküm beyan etmedi. Bunun üzerine durumu Allah'a arz ederek: "Allah'‎m! Yaln‎zl‎ً‎m‎n ‏iddetinden ve bana zor gelecek olan ayr‎l‎k ac‎s‎ndan sana ‏ikayette bulunuyorum. Küçük çocuklar‎m var. Onlar‎ Evs'e b‎raksam zayi olacaklar, yan‎ma alsam aç kalacaklar, dedi ve ba‏‎n‎ gًِe kald‎r‎p: "Allah'‎m! Sana ‏ikayet ediyorum, peygamberinin lisan‎na bir vahiy indir" ‏eklinde yalvard‎. Bunun üzerine hemen ayet nazil oldu. Rasûlullah kendisine müjde vererek "Allah, kocas‎ hakk‎nda seninle tart‎‏an ve Allah'a ‏ikayette bulunan kad‎n‎n sِzünü i‏itmi‏tir" ayetini okudu.

Hz. ضmer, bu kad‎n yan‎na geldiًi zaman ona ikramda bulunurdu. Bir gün Hz. ضmer insanlarla birlikte yürürken bu kad‎n ضmer'in durmas‎n‎ istedi. O da durdu ve kad‎na yakla‏‎p elini omzuna koydu ve onu dikkatle dinledi. Kad‎n baz‎s‎ sert olan sِzlerini tamamlay‎nca Hz. ضmer'in yan‎ndakilerden biri: Ey mü'minlerin emiri! قu kocakar‎n‎n kar‏‎s‎nda Kurey‏in erkeklerini beklettin, dedi. Hz. ضmer de: Yaz‎klar olsun sana! Onun kim olduًunu biliyor musun? dedi. O da "hay‎r, bilmiyorum" deyince. Hz. ضmer: Bu, Allah Teâlâ'n‎n yedi kat gًِün ِtesinden ‏ikayetini dinlediًi kad‎nd‎r. Bu, Havle binti Sa'lebe'dir. Vallahi geceye kadar gitmeseydi, ihtiyac‎n‎ bitirmeden ondan ayr‎lmazd‎m, dedi.

Zulme uًrayanlar geç de olsa Allah'‎n himaye ve yard‎m‎na mazhar olmu‏lard‎r. Bunun en canl‎ ِrneًi Mekke'de mü‏riklerin amans‎z zulüm ve bask‎lar‎na uًray‎p, ülkelerini terk etmek, uzak diyarlara gِç etmek zorunda kalan Müslümanlad‎r. "Zulme uًrad‎ktan sonra Allah uًrunda gِç edenleri muhakkak ki biz bu dünyada güzel bir ‏ekilde yerle‏tireceًiz. Ahiret ecri ise elbette daha büyük olacakt‎r. Ke‏ke bilseler." (Nahl, 41) Kad‎nl‎ erkekli Habe‏istan'a gِç etmek zorunda kalanlar bu ilahi va'de nail olmu‏lar, sonunda Medine'ye yerle‏mi‏ler, bolluًa eri‏mi‏ler, dü‏manlar‎na galip gelmi‏ler, yeni fetihlere kavu‏mu‏lar, hay‎rla an‎lm‎‏lar, Mevlâ'n‎n r‎zas‎na nail olmu‏lard‎r.

Bu dünyada zulüm hiç eksik olmam‎‏t‎r. Kimisi güç ve servetiyle, kimisi de fakirlik ve acziyle imtihan edilmi‏tir. Elbette bu imtihanlar‎n neticeleri deًerlendirilecek herkes hak ettiًinin kar‏‎l‎ً‎n‎ ya dünyada, ya ahirette ya da ikisinde de gِrecektir. "Sak‎n, Allah'‎ zâlimlerin yapt‎klar‎ndan habersiz sanma! O sadece onlar‎n i‏ini bir güne erteliyor ki, o gün gِzler deh‏etten yuvalar‎ndan f‎rlam‎‏, ba‏lar yukar‎da bir yere sabitlenmi‏, zihinler bombo‏ kalm‎‏ olarak toplanma yerine ko‏arlar." (فbrahim, 42-43)

Zâlim, mazlumun ‏ahs‎nda kendine zulmeden ki‏idir. Zulmünü art‎rd‎kça kendi kuyusunu derinle‏tirmekte, içinden ç‎kamaz hale gelmektedir. Firavunlar, Nemrutlar, Neronlar, قeddatlar, Ebu Cehil ve Ebu Leheb'ler zulümleri sebebiyle lanetli oldular. Zulüm ne korkunç bir suç ki k‎yamete kadar sahipleri lanetle an‎l‎yorlar. Buna mukabil mazlum Bilaller, Ammarlar, Habbab b. Eretler rahmetle yâdediliyorlar. Kim kiminle olmak ve nas‎l yâd edilmek istiyorsa tercihini ona gِre yaps‎n. Zâlimlerle olup lanetle mi, yoksa mazlumlarla olup rahmetle mi an‎lacaً‎na karar versin.

Amin.

Ali R‎za Temel

Teşekkür ederim ALLAH razı olsun

emeginize  saglık  rabbim  razı  olsun  güzel  paylasımınız  icin


TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022