Sohbet

Welcome to Ilahi-Ezgi - Manevi Dünyanız. Please login or sign up.

25 Kasım 2024, 08:09:10

Login with username, password and session length

Üye
  • Toplam Üye: 4,298
  • Latest: mdeniz
İstatistikler
  • Toplam İleti: 118,459
  • Toplam Konu: 13,897
  • Online today: 110
  • Online ever: 2,613
  • (21 Ocak 2020, 20:27:20)
Çevrimiçi Üyeler
Users: 1
Guests: 98
Total: 99
adımadım
Google (3)

En Son Konular

Bay Mavi - Mavi Gece Şiirleri

Başlatan islamhakyolu, 25 Haziran 2012, 10:43:15

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

25 Haziran 2012, 10:43:15 Last Edit: 22 Şubat 2021, 19:50:57 by hasanyöndem



Bay Mavi - Mavi Gece Şiirleri 1 (10 / 96:56)
---------------------------------------------
09:16 -  Bay Mavi - Ben Böyle Olmamalıydım
19:59 -  Bay Mavi - Çikolata Hikayesi
08:59 -  Bay Mavi - Duy Sesimizi Efendim
10:29 -  Bay Mavi - Gecenin Duası 1
06:04 -  Bay Mavi - Gecenin Duası 2
07:36 -  Bay Mavi - Gitme Zamanı
06:19 -  Bay Mavi - Ne Olur Anla
10:03 -  Bay Mavi - Seni unutabildiğim gün yeniden ve daha çok sevmeye başlayacağım.....
07:07 -  Bay Mavi - ve Ağlamaktan Korkma Gözüm
10:58 -  Bay Mavi - Zamansız Susma Ömrüm
[hide thanked=1]

Bay Mavi - Mavi Gece Şiirleri 1


Bay Mavi - Mavi Gece Şiirleri 1



Bay Mavi - Mavi Gece Siirleri 1.rar - 88.8 МB

[/hide]


ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık

Teşekkür ederim ALLAH razı olsun

ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık



Sessizlik; söyleyecek sözü olmayanın değil, boş lafta gözü olmayanın işidir
http://merhametfm.blogspot.com.tr/

Allah razı olsun emeqinize saqlık teşekkürler
كُنْ فَيَكُونُ

Allah (C.c.) Tüm Müslümanlardan Razı Olsun İnşaallah...

Allah razı olsun teşekkür ederim

Emeği Geçenlerden ALLAH Razı ve Memnun Olsun...
☾☆ Mekke'ye Hasret Gönüller İçin, MEKKE FM ☆☽

owner  :  http://mekkefm.com/
owner  :  http://cansuyufm.com/
mail     :  mekkefm@msn.com
Merkez :  Sakarya

Allah razı olsun Emeğinize sağlık çok Teşekkür ederim

BEN BÖYLE OLMAMALIYDIM
İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omuzuma.
İçime bir ateş düşmeliydi
Ayaklarımın feri kesilmeliydi.
Kendimden geçmeliydim sonra...
Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda
Ama bunu kimse duymamalıydı,
Seni, mahşere kadar saklamalıydım.
Ben böyle olmamalıydım.
Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur
Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa
Çalan her kapıya "sensin" diye koşmalıydım.
Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan
Ben hep sana yormalıydım.
Gece yıldızlarını serpince göğe.
Seni görmek için uyumalıydım.
Şarkılar kime söylenirse söylensin
Sana diye dinlemeliydim.
Türküler dolmalıydı odama,
Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım deyince bir ses
Selvi boylu yâr sen olmalıydın
Kömür gözlüm ateşine düşeli
Senin için söylenmiş söz olmalıydı.
Bir ney yokluğuna ağlamalıydı delice
Bir keman, incecik çığlık olmalıydı
Ama bunu kimse bilmemeliydi,
Seni mahşere kadar saklamalıydım.
Böyle olmamalıydım,
Kelimeler Taif'i taşıyınca kulaklarıma
Daha yüzüme çarpmadan Taif rüzgârı,
Taşların izi çıkmalıydı yüzümde.
Uhud anılırken, dişlerime sızı düşmeliydi.
Haremde bir ikindi vakti
Kem gözler çevrilince sana
Ve vefasız eller uzanınca yakana
İçim daralmalı, nefesim kesilmeliydi.
Sen ötelere hazırlanırken,
Öteler senin için süslenirken,
Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,
Perdenin son kez kapanması gibi,
Kapanmalıydı gözlerim.
Sonra içime doğru gerilip,
Seni bize lutfedenin ismini haykırıp,
'Allah(C.C.) ' deyip,
Düşmeliydim yere.
Ama bunu kimse bilmemeliydi.
Seni mahşere kadar saklamalıydım.
Ve mahşer günü...
Uzaktan seni seyretsem.
Sana yakın olmak için can atsam.
Beni engelleseler,
'Sen kim yakınlık kim? ' deseler.
Ben ağlamaktan konuşamasam.
Gözlerini çevirsen bana.
'Benim cennetim bana bakan gözlerindir.'
Ve tebessüm etsen
Ama bunu kimse görmese,
Seni ebede kadar saklasam
****
Adını anıyorum geceler uyanıyor
Gönül bağımda bir can bak sessizce ağlıyor
Sensiz geçen günlere yanıyor hep gözlerim
Arşa çıkmış feryadım güneşi ağlatıyor
Adını anıyorum geceler uyanıyor
Gönül bağımda bir can bak sessizce ağlıyor
Sensiz geçen günlere yanıyor hep gözlerim
Arşa çıkmış feryadım güneşi ağlatıyor

ÇİKOLATA HİKAYESİ
Bülent avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı
Elli yaşlarında gösteren adam görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu.
Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu.
Sapasağlam adam gidip çalışacağına dileniyor
Belki benden daha zengindir diye düşündü Bülent
Zaten canı çok sıkıldı. Birden sinirlenmişti. Alaycı bir ses tonuyla=
-Ekmek parası mı istiyorsun diye sordu adama
-Hayır dedi adam hayır çikolata parası lazım
Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü.
Espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor diye düşündü.
Biraz içinden gülümsedi.
-Niye dedi siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz
-Hayır dedi adam
Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz
Onu da bulamadıysak aç yatarız
Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtin anlayamamıştı
-Bugün karnımız doydu anlaşılan üstüne de tatlı mı istedi canınız?
-Fakirin canı mı olur ki dedi tatlı istesin canı beyim.
Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış bir stand up'çı mısın dedi Bülent
Hayır dedi hiç biri değilim sadece fakirim.
Evet gariban adam
-Bugün karımın doğum günü ona çikolata götürmek istiyorum
Allah Allah dedi Bülent
Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla dedi
Beyim o bizim için değil zenginler için
Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım
Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm.
Çikolatayı çok sever
Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti.
O akşam Bülent karısı ile kavga etmiş kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı arabasına da binmemiş
Sahile kadar yürümüştü denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı.
Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı
Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü
Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek
Hiçbir şey onu rahatlatmıyordu.
Dilenci ile konuşurken biraz kafası dağılmıştı Bülent'in
Acaba söyledikleri gerçek mi yoksa uyduruyor mu diye düşündü
-Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi dedi adama
Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı
Bir nüfus cüzdanından başka hiç bir şey çıkmadı.
Ben dilenci değilim beyim işim yok günlük çalışırım
Ne iş bulursam yaparım
Fakat bugün bütün gün iş aradım aksilik bu ya hiç bir iş bulamadım
Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi
Oturun biraz dedi dertleşelim bari
Adam çekingen çekingenin oturdu Bülent'in yanına
Bülent
-Yok mu senin eşin dostun borç alacak akraban
-Fakir adamın akrabaları da fakir olur beyim dedi.
Bulursa bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar
Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını diye sordu Bülent
Adam hem de çok seviyorum
Otuz yılımı aydınlattı o benim.
Aşk hem de otuz yıl süren aşk
Hayret doğrusu dedi Bülent
Aşkım ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa
Sen otuz yıldan bahsediyorsun
Evet dedi adam
Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi aksine arttırdı
O zaman Bülent hemen döndü söyle o zaman nedir evlilikteki mutluluğunun sırrı
Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin dedi adama
Adam cevaplıyor
-Ben ilkokulu bile bitirmedim öyle formül falan bilmem
Bülent biraz gülümsedi
Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım
Ben altı aylık evliyim
Sevdiğim kadınla evlendim fakat mutlu değilim sürekli kavga ediyoruz sürekli tartışıyoruz
Daha iki saat önce kapıyı çarpıp çıktım
Evimiz arabamız işimiz gücümüz her şeyimiz var
Ama mutlu değiliz
Fakat senin hiçbir şeyin yok ama mutlusun
Para mı acaba bizi mutsuz eden
Adam Bülent'in sözlerini kesti
Hiçbir şeyim yok mu?
Hayır beyim benim her şeyim var
Benim karım her şeyim
Sevgilim eşim arkadaşım hayat yoldaşım hayatımı paylaştığım insandan daha
Değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada
Sizin ev araba iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan
Öyle deme dedi Bülent öyle deme
Şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikâyet ediyorsa bir de fakir olsam
Kim bilir ne olur
Adam altın tasın kan kusana faydası yoktur beyim dedi
Altın tasın kan kusana faydası yoktur beyim
Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın
Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu her gün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz
Bir kadın kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur
Sizin mutluluğumuzun sırrı bu mu diye sordu Bülent
Adam olabilir diye cevapladı.
Ben karıma değerli şeyler alamıyorum fakirim
Ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum.
O da çok mutlu oluyor.
Bir kadına değerli olduğu nasıl hissettirilir diye sordu Bülent
Adam cevapladı
Küçük kızı severek
Ne küçük kız mı hangi küçük kız
Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır beyim.
O kızı ne kadar çok sever ne kadar çok mutlu edersen o kadını da o kadar mutlu edersin
Nasıl yani dedi Bülent şaşırdı
Küçük kız neleri sever nelerden hoşlanır bir düşünün
Küçük kızlar hep beğenilmek ilgi görmek isterler
Güzel olduklarını duymaya bayılırlar mesela
Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler
Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler
Sürprizlerden hoşlanırlar
Biraz şımartılmak isterler sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler.
İltifata doymaz küçük kızlar
Öyle değil mi?
Haklısın dedi Bülent
Benim dört yaşında bir tane kızım var
Adı Aylin akşam boynuma sarılır
Babacığım beni ne kadar seviyorsun diye sorar
Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda
Baba güzel olmuş muyum diye sorar durur
Güzelsin demem de yetmez ona
Harikasın prenses gibi olmuşsun demeliyim
Dünyanın en güzel kızı demeliyim.
İşte beyim işte
Kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler
Ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum
Ömrümüz olursa seksen doksan yıl da yaşarsak
Ben ona böyle davranmaya devam edeceğim
Ona bebeğim diye hitap ediyorum
Çok hoşuna gidiyor.
Bebeğim bana bir çay yapar mısın dediğimde çay yapmak için nasıl koştuğunu görmelisiniz.
Peki dedi Bülent peki hiç kavga etmez misiniz siz hiç tartışmaz mısınız?
Beyim kavga evliliğin tadı tuzu arada bir tartışırız
Küsüp barışmanın tadı da ayrıdır bizde
Benim karım bir keçi kadar inatçıdır
Onunla barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana
Benim eşim çok ciddi kadındır
Hiç küçük kız havası yok onda
Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi ilgi istemeye utanırlar
En ciddi ya da en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka içinde vardır
Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi mutlu etmeyi bil
Ve o küçük kızı asla aldatma
Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar.
Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar ve çok çabuk kırılırlar.
Çok narindir onlar hoyrat elleri sevmezler yumuşak dokunuşları sevmezler
Bu tavsiyeni deneyeceğim dedi Bülent
Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum
Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum
Adam hemen sözü kesti
Bu sadece bir bahane
O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi
Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur
Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın
Artık o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterecektir
Buna emin ol
Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz
Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir
Düşünsene somurtkan mutsuz sürekli söylenen biri ile yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin
O yolculukta
Bülent biraz şöyle şaşırdı afalladı
Haklısın da ben de bütün gün ailem için çalışıp duruyorum canım yoruluyorum
Yine para yine iş sebepler.
Evet para önemli ve gerekli olan
Kadınlar para için erkekleri sevmezler.
Para geçici mutluluklar verir
Kadınlar hediye almayı severler
Paran varsa hediye al tabii ama hediye ile mutlu olmasını sakın bekleme
Hediyenin yanına sevgini atmazsan hediyenin hiç bir anlamı yoktur.
Benim hiç bir zaman çok param olmadı
Günlük kazandım günlük yedim
Bazen aç kaldığımız günler oldu
Hiç bir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman
Kulaklarına aşk sözleri fısıldadım
Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim boynunu
Hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama
Kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu
Adam ayağa kalktı
Artık bana müsaade gitmeliyim
Karım merak eder sonra.
Hadi sen de git dedi Bülent'e
Sen de git evine
Küçük kızın gönlünü al
Belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur
Bülent ayağa kalktı kuvvetlice adamın elini
Sizi tanıdığıma çok memnun oldum dedi Bülent ve bir de
İlk tanıdığı zamanki düşüncesinden ötürü utandı biraz
Birden adamın elini bıraktı koluna girdi
Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.
Hadi gel dedi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım dedi
Pastayı aldılar adam hayatımda ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla
Bin bir teşekkür ederek evinin yolunu tuttu.
Bülent de pastanenin hemen yanındaki manavdan karısının
En sevdiği meyvelerden aldı
Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfakta mutfak masasında oturmuş su içiyordu
Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyük bir tabağa döküp yıkadı
Sonra eşinin önüne koydu
Biliyor musun dedi bunlar dünyanın en şanslı meyveleri dedi
Karısı İnci hiç konuşmadı
Ya dedi Bülent sorsana niye
İnci kızgın kızgın niye
Diye sordu
Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadınının midesine gelecek dedi bu meyveler gayet ciddi bir ses tonuyla.
İnci şaşırmıştı
Bir an bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı
Bunlar senin sevdiğin meyveler senin için aldım hayatım dedi
Hayret bir şey dedi İnci, her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın dedi
Aslında bu beklediğim istediğim bir şeydi bak senin sevdiğin meyveleri aldım
Ama şimdi kıymeti yok
Çünkü sana çok kırgınım dedi İnci
Meyve alarak gönlümü alamazsın
Özür dilerim seni kırdığım için dedi Bülent
Sonra Bülent yere diz çöktü
Cezam neyse çekmeye razıyım
Ama bir tek şey istiyorum senden
Seni delice seven bu adamı senden mahrum etme
Bülent yere çömelmiş boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu
Karısı İnci kıkır kıkır gülmeye başladı
Affetmek o kadar kolay değil bakalım dedi
Hangi cezalara katlanabileceksin dedi göreceğiz
Bülent işte o zaman
Onun muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü
Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü.
****
Mavi gül sevdiceğim içime hasretin düştü yoluna sabahlar
İçten haykırışlarınla içten yakarışlarınla kanatırım yüreğimi sevginle mavi gülüm sevginle
Sen tutamadığım sen kopamadığım sen unutamadığım sen
Sen tutamadığım sen kopamadığım sen unutamadığım sen
Mavi gülüm sen mavi gülüm sen
****
Mavi gülüm gül çiçeğim içime özlemin düştü yoluna şafaklar
İçten haykırışlarınla içten yakarışlarınla kanatırım yüreğimi sevginle mavi gülüm sevginle
Sen tutamadığım sen kopamadığım sen unutamadığım sen
Sen tutamadığım sen kopamadığım sen unutamadığım sen
Mavi gülüm sen mavi gülüm sen
****
Mavi gülüm gül çiçeğim içime hasretin düştü yoluna sabahlar
İçten haykırışlarınla içten yakarışlarınla kanatırım yüreğimi sevginle mavi gülüm sevginle
Mavi gülüm sevginle.

DUY SESİMİZİ EFENDİM
Kaç mevsim geçti bilmem tomurcuğa hasret dallar
Bülbüller ötmeyi insanlar gülmeyi güller açmayı unuttu
Gönüller huzura yeryüzü bahara hasretti
Çözülmedi gitti yüreğimdeki buzlar
Dağların yamacında güvercinler değil akbabalar uçar şimdi
Kardelenler açmaz oldu renkler yitirdi büyüsünü şimdi
Herkes yüreğinde saklar oldu sevgisini
Sana hasret sana hasret aşk dolu yürekler ey sevgili
Güvenini Sultan kılan aşkına Efendim
Sultanları köle eden hâkimiyetine Efendim
Yaşayan her canlıya eşit bakan adaletine Efendim
Melekleri bir dua ile yeryüzüne indiren
O büyük hikmetine muhtacız ey Efendim
Kisralar çoğaldı Nemrutlar kol geziyor efendim
Sadece Mısır'da değil artık her kentte bir Firavun
Âdemoğullarını eziyor Efendim
Lut Kavmi masum kalır bu zamana göre sevgili
Ümmetin zalimleri gün geçtikçe daha da azıyor
Fakat senin aşkınla yanan yürekler de var Efendim
Ebu cehiller çoğaldıkça Ömer'ler daha adil oluyor
Bilal'ler dövüldükçe daha çok yükseliyor tekbirler ezanlar
Taif'li zamane zalimleri taş yerine kurşun sıktıkça
Zeyd'ler başlarını uzatıyor yüreklerine bir şey olmasın diye
Çünkü sen sevgi dolu yüreklerdesin ey Efendim
Sen sevgi dolu yüreklerdesin ey Efendim
Senden sonra melekler küstü dünyaya sevgili
İnsanların gözünü mal gönlünü evlat sevgisi bürüdü
Herkesin krallık peşinde koştuğu şu zamanda
Sana köle olmak için can atanlar da var sevgili
Artık kimse Mescid-i Haram'dan koyulmuyor Efendim
Ne zaman biri teşebbüs etse binlerce Hamza dikilir karşısına
Fakat yine de zalimler durmak bilmiyor
Vahşiler yine mızraklar saplıyor yüreklerimize Efendim
Sana hasretiz Sana hasretiz ne olursun duy sesimizi Efendim
Ne olursun duy sesimizi Efendim
****
O geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
O geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
Nice canın cananı dertlilerin dermanı
Âşıkların Lokman'ı o geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
Karıncaları dertlilerin dermanı
Bir yanında Cebrail bir yanında Mikail
Muhammed'im geliyor hasretimi bitiriyor
Âşıkları ağlıyor o geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
****
O geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
O geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
Âlemlerin sultanı gönüllerin sertacı
Yaradanın âşığı O geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
Bir yanında Cebrail bir yanında Mikail
Muhammed'im geliyor hasretimi bitiriyor
Âşıkları ağlıyor o geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
****
O geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
O geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
Gariplerin ummanı yetimlerin baştacı
Sahabenin yoldaşı O geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu
Bir yanında Cebrail bir yanında Mikail
Muhammed'im geliyor hasretimi bitiriyor
Âşıkları ağlıyor o geliyor o Hu Hu o geliyor o Hu Hu

GECENİN DUASI-1
Allah'ım
Bana öyle bir gönül ver ki
Bir kuruluşun tepe noktasında yetkili olsam bile
Bunu asla başka şekilde kullanmamalıyım
Günlük yaşamda ben yerine daha çok sen mi sözcüğünü kullanabileyim
Allah'ım
Bana öyle bir sevgi ver ki
Sonsuz bir hazine gibi bitmesin çoğalsın
Daha da sevdikçe doldursun sarsın çevremi
Hatta hatta düşmanlarımı da sevebileceğim
Herkesten daha çok çalışabileyim
Tutsak düşmeyeyim doğanın koşullarına
Eşim ve çocuklarımı da mutlu et ki
Mutlu olabileyim konuşabileyim
Allah'ım
Bana öyle bir erdem ver ki ibadet edebileyim
İyilik etmeyi ve sevinçten buğulanmış gözlerle
Teşekkür edenlere bir şey yapmadım anımsamıyorum diyebileyim
Ya Rabbi
Bana öyle bir yetenek ver ki
İyi eş baba, anne iyi komşu iyi arkadaş iyi vatandaş olabileyim
Rabbim
Bana öyle bir umut ver ki
Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için karamsarlığa düşmeyeyim
Her şeyden aklanmış olarak yaşama yeniden başlamak üzere bağışlanabileceğimi bileyim
Ya Rahman
Bana öyle bir anlayışı belki düşünebildiğim yargılayabildiğin inandığım kahrolduğum şu anda bu sözleri söyleyebildiğim için şükredebileyim
Allahım
Bana öyle bir talih ver ki bunlar sonra beni hatırlayanlar herkese iyilik eden tüm insanları seven o düzeyde de sevilen bir kişiydi diye konuşsunlar
Ben de huzur içinde olabileyim
Allahım
Bana öyle bir irade ver ki
Bir gün yenilip içimdeki şeytanın kurallarına doğru yönelirsem bu bir düşünce ise düşüncemi
Bu bir adım ise ayağımı bu bir uzanma ise elimi durdurabileyim ya Rabbi
Bana öyle bir sabır ver ki sükûneti bulayım durabileyim
Düşünebileyim ya Rabbi düşünebileyim
****
Bu dünyadan bir gün göçeceğiz ecel şerbetinden içeceğiz
Amel karşılığını göreceğiz Sen bizleri affet Allahım
Nice isyan ettik biz sana, tutunduk şeytanın ağlarına,
Kar yağdırdık gönül bağlarına, Sen bizleri affet Allah'ım.
Affet Allah'ım, affet Allah'ım,
Affet Allah'ım, affet Allah'ım.
****
Rahmetin çok, günahla dolsam da, açılmış gül iken solsam da,
Nefis elinde oyuncak olsam da, Sen bizleri affet Allah'ım.
Nice isyan ettik biz sana, tutunduk şeytanın ağlarına,
Kar yağdırdık gönül bağlarına, Sen bizleri affet Allah'ım.
Affet Allah'ım, affet Allah'ım,
Affet Allah'ım, affet Allah'ım.
****
Yüzüm, alnım, kalbim kapkara, nasıl çıkayım yüce divanına?
Bakma ne olur günahıma, Sen bizleri affet Allah'ım.
Nice isyan ettik biz sana, tutunduk şeytanın ağlarına,
Kar yağdırdık gönül bağlarına, Sen bizleri affet Allah'ım.
Affet Allah'ım, affet Allah'ım,
Affet Allah'ım, affet Allah'ım.

GECENİN DUASI 2
Ey Rab
Mum tek başına dua etmez
Fakat sen lütfet yaktığım muma
Yaşadığımız zorluklarda aldığım her kararda beni aydınlatan ışığım olsun
İçimdeki her gururu beni boğan bencilliği işlediğim tüm günahları yakan ateşin olsun
Yanıyorum çöller gibi susuz kalmış güller gibi gözyaşlarım seller gibi ağlıyorum ben
Ailem için tanımadıklarım için bugün karşılaşacağım kişiler için sevginin alevi olsun
Merhamet et yüreğimdeki karanlıklara
Yılmadan düştüm yollara dolaştım ilden illere ellerimi açtım sana affet Allahım
Ey Rab Senin huzurunda uzun süre kalamıyorum
Sana kalbimden bir dua sunuyorum kabul eyle ya Rabbi
Sevgi ile bugünü yaşamama yarını yaşamama yardımcı ol
****
Yanıyorum çöller gibi susuz kalmış güller gibi gözyaşlarım seller gibi ağlıyorum ben
Yılmadan düştüm yollara dolaştım ilden illere ellerimi açtım sana affet Allahım
Affet Allahım affet Allahım affet Allahım affet Allahım
****
Kurban ettim sana canı inkâr ettim her fermanı istedim senden fermanı çaresizim ben
Yılmadan düştüm yollara dolaştım ilden illere ellerimi açtım sana affet Allahım
Affet Allahım affet Allahım affet Allahım affet Allahım
Affet Allahım affet Allahım affet Allahım affet Allahım
Affet Allahım affet Allahım affet Allahım affet Allahım
Affet Allahım affet Allahım affet Allahım affet Allahım

GİTME ZAMANI
Dinle beni yüreğim
Sadece ve sessizce dinle
Ve selam et yüreğim
Sevdaya aşka dair ne varsa
Hepsine selam et
Bir yalvarışla çıkmıştık yola biz bir haykırışla
Umutlarımızı anlatmıştık susayan gönüllere
Bir sevdanın esiriydik yüreğim
Biz aşk askeriydik
Şimdi bir köşede bükükse boynumuz
Ağlıyorsak hala incinmişsek
Yine toparlanma zamanı yüreğim
Bu yolda acının adını gül Koyduk biz
Zehrin adını bal koyduk biz
İtselerde herkesi dost bildik biz
Bilelim yüreğim hep böyle bilelim hep böyle bilelim
Dertlere siper olmaz zamanı
Gönüllerde sevda olma zamanı
Yüreğim kışın bahar olma zamanı
Hadi bir umut yine
Kalkalım ayağa
Hadi silelim gözyaşlarımızı hadi
Kimse görmesin
Bilmesin ağladığımızı dostumuz olan geceyi bekleyelim yüreğim
Ve de bizi yalnız bırakmayan yıldızlarımızı
Onları dost seçtik biz kendimize çünkü
Hem çok uzaktırlar hem de çok yakındırlar
Ve de ışıklarıyla geceyi ne güzel aydınlatırlar
Örtsün yüreğim gece bütün yaralarımızı
Saklasın bizim gözyaşlarımı
Elimizi kaldırdık ya semaya biz unutma yüreğim biz istedik âşık olmayı Rabbimizden
Biz istedik dertleri canı gönülden gelsin dedik gelsin
Sevginin fedakârlığı olacaktı elbet gelsin
Ne kadar da uzağız değil mi yüreğim oraya
Ne kadar da uzağız gayret yüreğim gayret ve az sabret yüreğim
Kapı kapı dolaşma zamanı şimdi
Sevginin sahibini anlatmak için
Hasret şükrünü sırtlayarak çok yollar aldık
Gözyaşlarımızı gönlümüze akıttık
Ve yüreğim senle beraber kanadık
Acıtıldık incitildik itildik
Varsın yapsınlar yüreğim varsın yapsınlar
Biz burada kalıcı değiliz
Varsın yapsınlar yüreğim
Biz lanet edici değiliz
Her şeyi gören her şeyi görüyor yüreğim sen üzülme mahzun olma
Onları da gören var yüreğim
Umut hayalimiz olsun sevdamız sermayemiz olsun
Gözlerimiz ışığımız olsun
Sözümüz özümüz olsun haliniz aşkımız olsun benliğimiz Hakk eseri olsun
Güneşimiz rüyamız olsun ve bir gün öldüğümüzde
Adımız Âşık konulsun yüreğim adımız âşık konulsun
Hep diyorum ve hep diyeceğim de
Yüreğim sanma aşk kolay değildir
Âşıklar diyarına varmak kolay değil
Bedel de her şeyi ister
Âşıklar kendilerini düşünmezlerdi
Kendileri yoktu ki zaten
Onlar hiç buraya ait olmadılar ki
Onların yaşadığı acıları yaşamadan bu yolda sana yol yok yüreğim yol yok bunu yık yüreğim
Ve yüreğim yine gitme zamanı hadi hadi hazırlan artık gitme zamanı
****
Şimdi gidiyorsun, git hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi al da git
Hadi kanatma hadi yıkma hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Hadi kanatma hadi yıkma hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Hadi kanatma hadi yıkma hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Hadi kanatma hadi yıkma hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Şimdi gidiyorsun, git hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi al da git
Hadi kanatma hadi yıkma hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

SENİ UNUTABİLDİĞİM GÜN
Ne seni unutabiliyorum ne de senden kalanları
Başımın içinde bir ur gibi büyüyorsun
Seni unutmamanın verdiği acılara dayanamıyorum artık
Unutamamanın bu kadar ezici kahredici olduğunu bilmezdim
Her yerde her zaman benimle birliktesin
İşin kötüsü her şeyle seni hatırlıyorum
Kalabalıkta gelişigüzel söylenmiş bir söz bile yetiyor seni düşünmem için
Yalnızlığında ise sesini kulaklarımda
Avuçlarının sıcaklığını hissediyor
Yaşanmış zamanlar bir film şeridi gibi geçiyor hafızamda
Anılarımızı en küçük noktalarına kadar birer birer hatırlıyorum
İşte o zaman bu seneyi unutamayan başı duvarlara vura vura parçalamak geliyor içimden
Renklerin kokuların seslerin ve ışığın bile seni hatırlattığı bir dünyada yaşamak
Harikulade bir şey olurdu belki
Ama sende unutmasaydın
Benim unutmadığını hala sevdiğini bilsem her şeyi katlanırdım
Unutamamanın değil de unutulmamanın vereceği eşsiz mutluluğun içinde erir kaybolurdum
Sevmek bir bakıma unutmamaya mahkûm olmaktır
Sevilmemişsek bir de unutulmaya mahkûm oluşumuz var en hazini
Ihsan unutabildiği kadar güçlü ise unutamadığı ölçüde yıkık ve ezik kalıyor
Ancak bir kurşun kadar uzaktasın benden biliyorum
Ve ciğerlerime saplanmış bir kurşun gibisin hala
Seni çıkarıp atmak da elimde değil sana gelmek de
Gelsen ne değişecek ki
Gözlerin eskisi gibi gülebilecek miydi?
Hatırlayacak sevinecek miydi?
Hiç konuşmadan ben de seni özledim
Diyebilecek miydi ellerin diyebilecek miydi?
Hayır değil mi cevabın hayır
Öyleyse hiç gelmeyeceğim sana
Böylesi daha iyi kal sen orada
Gün oluyor seni unutabilmek için bu şehirden çok uzaklara gitmek istiyorum
Sokaklar evler caddeler vitrinler seni hatırlatıyor hatırlatmasın diye
Gün oluyor anlıyorum senden ve bu şehirden kaçmanın faydasızlığını
Çünkü biliyorum nereye gitsem benimle geleceksin
Ya da gittiğim her yerde senden bir şey olacak
İşte yar seni unutabildiğim gün yeniden ve daha çok sevmeye başlayacağım
Seni unutabildiğim gün yeniden ve daha çok sevmeye başlayacağım
****
Aşktan yana söz duyunca ben hep seni düşünürüm
Uçsuz hayaller boyunca ben hep seni düşünürüm
Yıldızlar kayar yüceden renkler sıyrılır geceden
Yüreğim sızlar inceden ben hep seni düşünürüm
Ben hep seni düşünürüm ben hep seni düşünürüm
Ben hep seni düşünürüm ben hep seni düşünürüm
Yıldızlar kayar yüceden renkler sıyrılır geceden
Yüreğim sızlar inceden ben hep seni düşünürüm
****
Aklın ucu değer hiçe yol ararım içten içe
Kâinat uyur sessizce ben hep seni düşünürüm
Rüzgâr eser ilden İl'e Sağlıkta bitmez bu çile
"Var"dan öte, "Yok"ta bile Ben hep seni düşünürüm
Ben hep seni düşünürüm ben hep seni düşünürüm
Ben hep seni düşünürüm ben hep seni düşünürüm
Rüzgâr eser ilden İl'e Sağlıkta bitmez bu çile
"Var"dan öte, "Yok"ta bile Ben hep seni düşünürüm

AĞLAMAKTAN KORKMA GÖZÜM
Dizeler yüzünde gizli ama inci İnci
Ve güzeller incisi hepsi koydum adını dizi dizi
Yabanlara gönderdiğimsin
Hem akın akın
Hem de canımı verdiğim uzak yakın
Sevginin geleceği yolları sulayıp süpürmek için sakladım seni
Kirpiklerimi süpürge ettim
Sultanlar ayağına düşürmek için tutum ve bırakmadım seni
Gözyaşım bütün başlıklarını sen doldurdun ömrünün
Söylenmedik sözler yerine sen vardın yanımda
Sevdaya layık yeminlerden sonra sen vardın
Hep sen vardın
Bir gözyaşı gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı
Sevgiyi damıtır en derininden
Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa adı tövbedir tadı
Gönülleri arıtır en kara kirinden
Madem ki gözyaşı bir kutlu demdir  elbette elbette bir erdemdir
Şairin unuttuğu mısrayı bir gözyaşı hatırlatır
Toplasan gözyaşlarını aşığın
Dalgalı bir deniz olur
Süzülürken bağrından yakar geçer iz olur
Yalnız doğar gibi her insan yalnız akar her damla yağmur yağmur gözyaşıyla ıslanır lisan
Gözyaşı şiiri
Kişinin kendisiyle kavgasının sonunda akarsa
Tomur tomur mercandır ve eğer pişmanlıklarla tartılırsa
Mübarek bir heyecandır
Tohumu eken bilir
Gözyaşını döken bilir
Gül kadrini diken değil çileyi çeken bilir ve ağlamaktan korkma gözüm
Ağlamaktan korkma gözüm
****
Eklemedir koca konak ekleme aman aman
Canım da dostlar yine yine geldi aklıma
Canım da dostlar yine yine geldi aklıma
Nasıl edeyim başımdaki belaya aman aman
Aman aman dostlar yoldan geldim, yorgunum
Sağ yanımdan da kurşun yedim vurgunum
Aman aman dostlar yoldan geldim, yorgunum
Sağ yanımdan da kurşun yedim vurgunum
****
Bizim dağa gider iken kuşatmaya aman aman
Düşürdüler yandım aman beni pusuya
Düşürdüler yandım aman beni pusuya
Nasıl edeyim başımdaki belaya aman aman
Aman aman dostlar yoldan geldim, yorgunum
Sağ yanımdan da kurşun yedim vurgunum
Aman aman dostlar yoldan geldim, yorgunum
Sağ yanımdan da kurşun yedim vurgunum

ZAMANSIZ SUSMA ÖMRÜM
Susmak aşkım dilidir diyen sevgili
Konuş şimdi kelimelerine ihtiyacım var
Parça tesirli sancılar düşüyor kalbime
Düştükçe uçurum sancıdıkça aşk
Ve aşklaştıkça kalp daha çok parçalanıyor
Hayat yaklaştıkça daha bir özlüyorum
Kabul ediyorum kalbimsin
Ve ben her şeyini savaş alanında bırakan mağlup bir komutan gibiyim şimdilerde
Tüm zaferlerimi sende yitirmişim
Kör bir Şahin'in gözleri ile yol arıyorum kendime
Sana çıkmayacağını bildiğim yolları görmekten korkuyorum belki de kimbilir
Çıkmaz sokaklarda kısır kalıyorum döngülere
Ve ben dönemezken kendime
Labirentlerinde kaybolmuşken
Sağım sen solum sen yolum sen yönüm sen olmuşken
Senden gayrısına yok yokluğuna ram olmuşken susma ömrüm
Yol kesiili Cehenneme keskin bir virajsın şimdi bir türlü alamadığım
Ne zaman geçmeye kalksam senden
Ya bir uçurum boşluğu ya da bir şarampol oluyor sonu
Uzanan elleri tutmuyorum
Yüreğime taktığın alyans tutuyor içimi
İçimi bırakmıyorum
Dul bir hasrete yadigâr kalıyorum ötelerde
Yar dediğim ağyar yaban dediğimi yâr sanıyorlar
Sancılanıyorum sensizliğine
Tam vakti susturucu takılmışken yüreğime
Haykıramazken her kuruşun içimi parçalarken
İnfilak ederken isyanlarım sensizliğe
Ve akarken gözümden Irmak Irmak
Susma ömrüm susma
Ateş kesildi cehenneme
Tüm piyonların tükendi elimde bir şah
Nereye koysam kendine mat çekiyor
Cemreler ihanet ediyor adına
Aslı hükümsüz kendini bile ısıtmıyor
Adım lâl kalıyor zemheri ayazlarına üşüyorum
Muhaciri değilim gayri bu arafın
Ne Cennet kokabiliyorum
Ne cehennem yanabiliyorum
Kendimsiz bir kent kuruyorum yokluğunun sokağına
Baykuşlar sakinlik yapıyor kentimin ıssızlığı
Sesine parazit yapan bir sesle yıkılıyorum
Uğraşma aşk uğraşma kaldıramazsın
Kumdan kaleler gibi rüzgârlık değil bir cümlelik yıkımlarım
Bilmem ki hangi Richter ölçer sarsıntılarımı artçı sellere verirken sitemimi
Sana susarken elif ölüme susarken
Müptelasıyken kahramanı bıçaklanmış masalların
Aşk için âşıkları ezip geçmişken susma ömrüm susma
Şehadet getir cinnetime
Öznesi sen olan bir ömre verdim adını ki
Ölüm yar olana kadar tek yar dediğim ol diye
Sana geldim ölüme yar etme diye
Susma diye çırpınışlarımın tek müsebbibisin
Biliyorum aldırmıyorsun
Dönmeyeyim istiyorsun sultanlığına ve aslında aşktan korkuyorsun
Zulmetin sırtında yama olurken yaralarıma
Hani olur da geldiğimde bir gün
Kapanacaksa yüzme şehrinin kapıları
Her lisanı lal bırakan bakışlarım anlamı yitirecekse eğer ve el elini tutacaksa ellerin elimde değil yanacağım
O vakit gülüp geçeceksen yangınlarıma
Sarmayacaksan benimle kınanıp benimle yanmayacaksan Cennetten kovulmayı göze almayacaksan
Bir sözüne çölde vaha gibi susarken öyle umarsız susacaksan
Sen de sus sen de sus ömrüm sen de sus
Sus sus ki ölüm bana yar ölüm bana yar olayım
Sen toprak kesil cesedime
Ölüm ölüm sana yar olayım
Ben haraç mezat satılmışım hep bir kenara atılmışım
Ben senden yana yılmışım yıkılmışım dağılmışım
Ben senden yana yılmışım yıkılmışım dağılmışım
Dolu yolların arasında hep yıkımların ardarda
Görme yüzümü artık asla yıkılmışım dağılmışım
Görme yüzümü artık asla yıkılmışım dağılmışım
Of yıkılmışım dağılmışım
Anmam artık asla ismini istesem de tutamam ellerini
Oturdum verdiğin sözleri azad ettim kuşlar gibi
Ben haraç mezat satılmışım hep bir kenara atılmışım
Ben senden yana yılmışım yıkılmışım dağılmışım
Zordur zor olanı istemek nerde sende o yürek
Hep gözünde var şan şöhret yoksul olmam mı buna sebep
Hep gözünde var şan şöhret yoksul olmam mı buna sebep
Anmam artık asla ismini istesem de tutamam ellerini
Oturdum verdiğin sözleri azad ettim kuşlar gibi
Ben haraç mezat satılmışım hep bir kenara atılmışım
Ben senden yana yılmışım yıkılmışım dağılmışım

NE OLUR ANLA
Güle döktüm göz yaşımı;
Buldum ezel sırdaşımı!..
Söküp nefsin her taşını;
Ocak ocak nâra verdim!..
Ney misâli yana yana;
Kalp acısı indi cana...
Kaç kez çekildim divâna;
Kaç kez nefsi dara verdim..!..
Gülden aldım edep, arı;
Candan sevdim cümle varı.
Çöktü nefsin dört duvarı;
Enkazını hâra verdim!..
Yâ Rab bir can istedim ben;
Alan da Sen veren de Sen!..
Can yaprağım desen desen
Esrârını nûra verdim!..
Gül büründüm adâbından;
Can okudum hitabından
İçim yandı hicâbından;
Yüreğimi, kara verdim!..
Bu ten mülküm talan oldu;
Yalan dünya kime kaldı?..
Gönül canda Hakkı buldu;
Varı yoğu yâra verdim
Gittin gideli gecem sessiz gittin gideli ben çaresiz
Gittin gideli tutanım yok seni sevdim yalanım yok
Seven değişir diyorlar ya değiştik biz de bu sevdayla
Sensiz dünya hicran bana sana bu şarkım ne olur anla
Rüzgar Olup Essem Başucunda
Beyazlar Giysem Görsen Rüyanda
Sana, Sana, Sana Tutunamasam Da(Sığınamasam Da)
Seni Sevdim Yalanım Yok Ne Olur Anla
Yağmur Olup Sevinsem Avucunda
Melek Olup Kalsam Yanında
Sana, Sana, Sana Dokunamasam Da
Seni Sevdim Yalanım Yok Ne Olur Anla
Unuttum Sanma Ellerini
Unuttum Sanma Gözlerini
Unutamam Versem Son Nefesim
Seni Sevdim Gülüm
Sen Nerdesin
Seven Değişir Diyorlar Ya
Değiştik Biz De Bu Sevdayla
Sensiz Dünya Hicran Bana(Yaban Bana)
Sana Bu Şarkım Ne Olur Anla

TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022