Sohbet

Welcome to Ilahi-Ezgi - Manevi Dünyanız. Please login or sign up.

24 Kasım 2024, 17:40:29

Login with username, password and session length

Üye
  • Toplam Üye: 4,298
  • Latest: mdeniz
İstatistikler
  • Toplam İleti: 118,459
  • Toplam Konu: 13,897
  • Online today: 333
  • Online ever: 2,613
  • (21 Ocak 2020, 20:27:20)
Çevrimiçi Üyeler
Users: 4
Guests: 146
Total: 150

En Son Konular

Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - Mevlâna'dan Çocuklara Masal Şarkılar 2007

Başlatan HARUN, 17 Ekim 2019, 12:19:42

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - Mevlâna'dan Çocuklara Masal Şarkılar 2007 320 Kbps + Flac
10 / 00:33:13 / 76.3 MB




Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - Mevlâna'dan Çocuklara Masal Şarkılar 2007 320 Kbps + Flac (10 / 33:13)
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 01 Papağan  02:46
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 02 Aslancık  03:36
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 03 Aslan İle Tilki  05:07
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 04 Balıkçık  02:57
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 05 Ayıcık 02:57
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 06 Devecik  02:43
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 07 Serçecik  03:50
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 08 Çil Horoz İle Köpek  03:36
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 09 Tarla Faresi  02:37
Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - 10 Öğüt 03:04


[hide thanked=1]

Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - Mevlâna'dan Çocuklara Masal Şarkılar 2007 320 Kbps


Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - Mevlâna'dan Çocuklara Masal Şarkılar 2007 320 Kbps






Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - Mevlâna'dan Çocuklara Masal Şarkılar 2007 Flac


Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - Mevlâna'dan Çocuklara Masal Şarkılar 2007 Flac




Şafak Akbaş & Deniz Kısmet - Mevlâna'dan Çocuklara Masal Şarkılar 2007 192 Kbps


[/hide]



ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık

Allah (C.C.) Razi Olsun Kardesim ellerinize saglik sonsuz saygilar hürmetler.



Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker, Bu ilahi ordu dinimi bekler, Allahu Ekber, Allahu Ekber.




Emeği Geçenlerden ALLAH Razı ve Memnun Olsun...
☾☆ Mekke'ye Hasret Gönüller İçin, MEKKE FM ☆☽

owner  :  http://mekkefm.com/
owner  :  http://cansuyufm.com/
mail     :  mekkefm@msn.com
Merkez :  Sakarya

ALLAH Razı Olsun Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık çok Teşekkür ederim

PAPAĞAN
Bir bakkalın çok güzel bir papağanı varmış
Ötermiş güzel güzel herkese şov yaparmış
Herkes onu çok sever şakasına gülermiş
İnsanı taklit eder Güzel sözler söylermiş
Bakkal papağanını herkesten çok severmiş
Papağanını güzel Tuti adını vermiş
Gece dükkânı Tuti yapayalnız beklerken
Birdenbire bir kedi görmüş korkmuş aniden
Tuti kediden kaçmış dükkânın köşesine
Kanatlarını çarpmış güllerin şişesine
Şişeler hep kırılmış ortalığa yayılmış
Bakkal dövmüş Tuti'yi Tuti üzülmüş buna
Dökülmüş hep tüyleri dönmüş bir kel hayvana
Tuti hep susar olmuş konuşmamış kimseyle
Bakkalda pişman olmuş yaptığından böylece
Bir gün yine dükkânda bekliyorken Tuti'cik
Görmüş bir kel ermişçik söze girmiş o anda
Hey kel adam sen demiş korkup kaçtın mı kediden
Dımdızlak olmuş kellen bak olmuşsun ben gibi
Demiş ama öyle mi düşünelim geliniz
Görünen bir şeyin aynı sanmayalım biz

ASLANCIK
Ormanlarda hüküm süren çok zalim bir aslan varmış
Öfkeliyken onu gören hemen ormandan kaçarmış
Hayvanları avlıyormuş karnı acıktığı zaman
Hayvanlar ağlıyormuş bu arslanın korkusundan
Bir gün hayvanlar toplanıp zalim arslana gelmişler
Kendini yorma avlanıp bizler geliriz demişler
Aramızda kura ile biz kurbanı belirleriz
Sonra her gün sıra ile senin yanına geliriz
Artık bundan sonra Arslan hiç çıkmamış avlanmaya
Kurası çıkan bir hayvan geliyormuş ayağına
Bir gün çekilişte kura tombul bir tavşana çıkmış
Masal işte olacak ya Aslan o gün çok acıkmış
Tombul tavşan hayvanlara ben aslana gitmem demiş
Neden diye soranlara kendimi yem etmem demiş
Hayvanlar tombul tavşana sıra senin gitmelisin
Söz verdik bizler aslana kendini feda etmelisin
Demişlerse de o tavşan dinlememiş hiçbirini
Demiş ki o zalim Arslan iyi biliyor keyfini
Fakat benim de hakkım var hayvan gibi yaşamaya
Çünkü benim de aklım var arslan gelsin avlamaya
Bu akılla ben arslanı yeneceğim görün bakın
Görmedik deyin tavşanı kalanı bana bırakın
Tavşan bunları söyleyip birden gözlerden gizlenmiş
Zalim arslanı bekletip çok fazla bir sinir etmiş
Sonra gitmiş bir köşeye çamurda yatıp kalkmış
Görünmeden hiç kimseye elbiseleri yırtmış
Akşam olduğunda tavşan gitmiş Arslanın yanına
Birden kükreyince arslan kılıf bulmuş yalanına
Demiş ki ey yüce Aslan ben dünden razıydım ancak
Yolu kesti öbür Aslan İnanmazsan gidelim bak
Biz iki arkadaş sana gelmek için yola çıktık
Senden başka bir aslana yol üstünde yakalandık
Ben senden bir söz açtım diğer arslan buna güldü
Yalvar yakar ben zor kaçtım arkadaşım esir oldu
Bu ormanın en büyüğü o imiş öyle söyledi
Sen mişsin onun küçüğü o buraya gelsin dedi
Bunu duyan zalim Aslan daha da çok sinir olmuş
Aslanı kandırmış tavşan aslan layığını bulmuş
Gelmişler kuyu başına tavşan aslana seslenmiş
Av tüfeğini kucağına diğer Aslan görsün demiş
Aslan peki demiş nerede nerede hadsiz cahil köpek
Tavşan kuyunun içinde inanmazsan eğil de bak
Kuyuya bakınca arslan görmüş başka bir aslan
Kucağında bir de tavşan diğer Aslan sanmış onu
Fırlatıp tavşanı birden kükreyerek suya dalmış
Tavşanın bu hilesinden koskoca Aslan gebermiş
Suda gördükleri Aslan aslında aynı aslanmış
Fakat öfkesinden Aslan onu başka bir aslan sanmış
İşte böyle arkadaşlar öfke zarar verir bize
Kızgınlıktan kötü ne var bu öğüttür hepimize
İşte böyle arkadaşlar öfke zarar verir bize
Kızgınlıktan kötü ne var bu öğüttür hepimize

ASLAN İLE TİLKİ
Çok yaşlı bir arslan varmış bir tilkiyle arkadaşmış
Çıkamazmış avlanmaya her gün açlıktan ağlarmış
Demiş ki tilki ey arslan haydi dostum haydi davran
Şu karşıda bir eşek var görülüyor bak buradan
Kandır getir o eşeği yiyelim biz de yemeği
Biliyorsun aç karnına göremeyiz geleceği
Tilki bu teklife hemen olur demiş düşünmeden
Varmış yanına eşeğin vakit çok fazla geçmeden
Selam sana güzel eşek yazık şu verdiğin emek
Yemyeşil otlar dururken niçin dikenleri yemek
Bak şu vadinin içinde yemyeşil ot her yerinde
Gürül gürül sular akar vadinin derelerinde
Deyince tilki aniden eşek zıplamış yerinden
Böyle bir yer var mı demiş sormuş tilkiye yeniden
Elbette var demiş tilki anlattığımdan çok belki
Gel beni seni götüreyim bu kuru hayal değil ki
Tilki ile yola düşmüşler dağı tepeyi aşmışlar
Nihayet yaşlı arslanın çevresine yaklaşmışlar
Arslan eşeği görünce iyi bir kükremiş önce
Eşek birden topuklamış arslan sesini duyunca
Tilki demiş ki arslana yaklaşmadan eşek sana
Neden kükredin bilemem kaçtı eşek bir baksana
Aslan demiş ki hey dostum sen haklısın işte sustum
Kandır yine sen eşeği bak işte ben pusu kurdum
Peki demiş kurnaz tilki son olsun bak bu seferki
İşini bu sefer bitir getirmem bir daha inan ki
Gitmiş eşeğin yanına tekrar selam vermiş ona
Demiş dostum niye kaçtın ne yaptı o hayal sana
Ne hayali demiş eşek Arslan'ın işi kükremek
Tilki demiş ki eşeğe boşa gitti bunca emek
O hayalet hep duyulur o vadide o hep olur
Kim dedi ki bilmem sana bir hayaletten korkulur
Eşek tamam demiş ona güvendim ben yine sana
Haydi biz tekrar gidelim yeşil otları yiyelim
Fakat bu sefer o arslan eşeği tutmuş başından
Afiyetle yemiş onu başlamış da kuyruğuna
Arslanın karnı doymuş ya kalkıp gitmiş hemen suya
Kalmış eşeğin kafası akıllı kurnaz tilkiye
Tilki yemiş o eşeğin ciğeri ile beynini
Su içip gelmiş Arslan onların yerini
Nerede eşeğin beyni nerede eşeğin kalbi
Tilki demiş ki dostum ben de bilmem yerlerini
Eşeğin olsaydı beyni ikinci kez gelir miydi?
Olsaydı kalbi eşeğin anlamaz mıydı hilemi?

BALIKÇIK
Bir zamanlar bir ormanda güzel temiz bir göl varmış
Bütün nehirler dereler bu göle doğru akarmış
Bu göle çok uzun zaman hiçbir avcı uğramamış
Bu gölde eskiden kalan üç büyük balık yaşarmış
Büyükmüş bir insan kadar gölde yaşayan balıklar
Doyarmış bir tanesiyle yığılan kalabalıklar
Bir gün balık avlamaya insanlar göle gelmişler
Gölde yüzen üç balığı görünce çok sevinmişler
Hazırlayıp ağlarını göle doğru yanaşmışlar
Balıklar görünce bunu bir telaşa kapılmışlar
Akıllı balık acele eşyalarını toplamış elveda diyerek göle çok uzak bir yere kaçmış
Anlamış işin sonunu avcıların niyetini bozmuş o zorluğu oyunu yakalatmamış kendini
İkinci balıksa dostlar biraz ağırcanlıymış göle serilince ağlar yalancıktan ölüvermiş
Bırakmış kendini suya sırtüstü uzanıvermiş uymuş göldeki dalgaya dalga ile gider gelirmiş
Avcılar bulmuşlar onu ölü diye yememişler tutalım biz öbürünü o bize yeter demişler
Dostlarından ayrı kalan üçüncü ve aptal balık kaçamamış avcılardan akşam olmuş kızartmalık
Tembel olan cahil ahmak kurtulamaz kötü sondan ne güzel şeydir çalışmak iyilikler doğar ondan

AYICIK
Bir yılan bir ayıyı kıskıvrak sarmalamış bunu gören bir adam o ayıyı kurtarmış
Yılanın kafasını bir kılıçla koparmış o zavallı ayıyı boğulmaktan kurtarmış
Kurtulunca boz ayıyı ölümün pençesinden çok sevmiş o insanı ayrılmamış peşinden
Avcı nereye gitse arkasından koşarmış avcı her ne isterse fazlasıyla yaparmış
Buna göre dostları avcıyı uyarmışlar bu ayıdan uzak dur diyerek yalvarmışlar
Aklı yoktur ayının insanın ki kadar bir insanın dostu olmaz bu kadar
Demişler ama avcı dinlememiş kimseyi bilirim ben de demiş sizin kadar her şeyi
Avcı ile aynın dostluğu ilerlemiş her günleri birlikte mutlulukla geçermiş
Bir gün avcı ve ayı dağlarda gezinmişler sonra kurup sofrayı ballı ekmek yemişler
Karnı doyan avcının birden uykusu gelmiş gölgeli bir ağacın altına döşek sermiş
Tam öğle sıcağında yatmış uyumuş orada bekliyormuş ayı da avcının başucumda
Kara bir sinek birden belirmiş o sırada ayı irkilmiş birden çünkü dostu uykuda
Dostu uyusun diye sineği kovalamış fakat bakın sineğe hiç oralı olmamış
Uçmuş ve konmuş hemen o avcının yüzüne ayı çok kızmış birden sineğin ettiğine
Kocaman bir kayayı kaldırarak yerinden sineği avlamayı düşünmüş ayı neden
Kayayı kucaklamış bir fırlatmış sineğe bir de bakmış o da ne avcı dönmüş eleğe
Demek ki dost olunmaz bir ayıya arkadaş ahmak kişiden olmaz akıllıya arkadaş

DEVECİK
Şımarık bir fare varmış aklı bir zerre kadarmış
Hiçbir şey bilmezmiş ama bu şehre hava atarmış
Evvel zaman ahir zaman böyle olmuş bana inan
Dost olmuşlar deve ile deve gemi fare kaptan
Fare deveyi ipinden tutar götürür peşinden
Hiçbir şey de söylemezmiş deve ona edebinden
Sakin bir hayvanmış deve uyarmış her bir güdene
Fare yularından çekip götürürmüş onu eve
Bundan gururlanan fare şöyle söylermiş herkese
Nasıl da gidiyor bakın deve istediğim yere
Yularından tutup onu gezdiririm eğri doğru
Göstermezsem ben o yol deve hiç bulamaz yolu
Deve kızarmış fareye bir şey söylemezmiş niye
İşte sorunun cevabı bir gün gelmişler dereye
Kılavuzluk eden fare birden çekilmiş geriye
Bir kendine bakıyormuş bir de o küçük dereye
Dere aslında küçükmüş fakat fareye büyükmüş
Fare birden salmış ipi küçük bir dereden ürkmüş
Deve demiş ki fareye niye korktun dostum diye
Sen öndesin ben ardında haydi gidelim dereye
Fare deveye demiş ki dere sana küçük belki
Ama bana deniz derya boğulurum ben inan ki
Anladık yanlış nerede ne devede ne derede
Boşa gurura kapılan kibirli küçük farede
Sahte gurura kanmayın kendinize aldanmayın
Doğru haddini bilmektir başka şeye inanmayın

SERÇECİK
Bir gün avcının biri tuzak kurmuş ormana
Minik bir dal serçesi yakalanmış kapana
Avcı küçük avını tutup almak isterken
Bir ses duymuş kulağı serçe konuşmuş birden
Ey avcı sen çok büyük avcıymışsın anladım
Benim aklım çok küçük ben ki sana avlandım
Şimdi dek çok büyük avlar yedim doymadım
Benim etim çok küçük yesen bile doymazsın
En iyisi ben sana üç güzel söz söyleyeyim
Beni bırak ormana ben yuvama döneyim
Avcı bakmış düşünmüş peki demiş serçeye
Serce hemen başlamış güzel öğütlerine
Olmayacak şeylere sakın inanma beyim
Kim söylerse söylesin aldanıp kanma beyim
Şimdi bırak beni de ikinciyi diyeyim
Şu kayanın üstünde başka öğüt vereyim
Kuşu bırakmış avcı serçe kayaya konmuş
İkinci öğüt için söze girip konuşmuş
Sakın kendini üzme gidenleri anlatma
İnsan mutlu olamaz kaçırdığına yanmakla
Üçüncü öğüt için şu ağaca çıkayım
Bu söz yüce bir sözdür yukarıdan bir bakayım
Demiş ve uçmuş hemen bir ağacın dalına
Oradan gülüvermiş o avcının haline
Ey aptal avcı bilsen ne değerli kuşum ben
Benim karnım doludur altın ile gümüşten
Deyince bizim avcı dövünmeye başlamış
Tutmuş içini sancı yaptığına pişmanmış
Bari üçüncü sözü söyle demiş serçeye
Serçecik bu sefer de başlamış bir gülmeye
Demiş ki ilk ikisi girmedi kulağına
Üçüncüyü boş ver de ağla salaklığına
Ben küçücük bir kuşum bende altın ne gezer
İlkini unutmuşsun ikinci daha beter
Demedim mi elinden kaçan şeye sen yanma
Demedim mi ey avcı olmaz şeye inanma

ÇİL HOROZ İLE KÖPEK
Hayvanların dillerini öğrenmek isteyen biri gelmiş Süleyman Nebiye bu dilleri öğrenmeye
Süleyman demiş ki ona bu bilgi gerekmez sana çoğu kimse anlayamaz bu bilgiyi anlasana
Fakat adam ısrar etmiş çok yalvarmış Süleyman'a o da sonunda öğretmiş adam ermiş muradına
Adam sonra sevinerek kendi çiftliğine gelmiş içinden büyük istek hayvanları dinlemekmiş
Adam o gün hayvanlara kocaman bir ekmek atmış köpek yemeden daha horozu ekmeği kapmış
Köpek buna sinirlenmiş horoza çıkışmış birden çil horoz ekmeği yemiş köpeği hiç dinlemeden
Dönmüş ve sonra köpeğe meraklanma uyuz köpek hasta çiftçinin ineği yarın muhakkak ölecek
Sen de yersin tıka basa diyerek bir azarlamış adam bu sözü duyunca ineğini hemen satmış
Ertesi gün o köpekçik akşama kadar beklemiş ne et var ne de kemik o gün hiçbir şey yememiş
Çil horoza sormuş hemen hani inek ölecekti açlıktan delindi midem hani etler gelecekti
Çil horoz demiş ki ona ben söylemem yalan ancak biz dün senle konuşunca sahibi satmış ineği bak
Fakat demiş dostum köpek üzülme sen biraz dayan yarın devesi ölecek sözüm doğru bana inan
Adam duyar duymaz bunu çekmiş deveyi pazara aramamış beşi onu deve gitmiş üç dinara
Ertesi gün olmuş yine yine sinirliymiş köpek horozun tam ibiğine vuruyormuş dayak kötek
Sen yalancının birisin kandırdın bak beni işte çok acıktım bilmelisin seni yiyeceğim bu gidişle
Horoz üzgün bir ötüşle demiş dinle beni dostum gösterildi bana düşte ben sahipten ümit kestim
Yarın muhakkak ölecek bizim hırslı sahibimiz cenazeye birçok yemek gelir doyarız hepimiz
Duyunca bu sözü adam aniden yüzü sararmış çökmüş sanki üstüne gam birden dünyası kararmış
Hemen koşmuş Süleyman'a yalvarıp yakarmış ona demiş ben bir yanlış yaptım kurtar Allah aşkına
Süleyman demiş ki ancak iş işten geçti aklınca buradan hiç kurtuluş yok sen öleceksin kanımca
Bize lazım olan kadar bilgiye sahip olalım ne de olsa aklımız var biz yerinde kullanalım

TARLA FARESİ
Bir tarla faresi varmış yalnız başına yaşarmış
Bir arkadaş bulmak için hiç durmadan ararmış
Dolaşırken bir başına gelmiş bir göl kıyısına
Bir kurbağa çıkıvermiş birdenbire karşısına
Aradığı dostu bulmuş bizim fare mutlu olmuş
O günden sonraki her gün göle gidip geliyormuş
Yine bir gün göle gitmiş kurbağayı görmek istemiş
Fakat kurbağa yokmuş orda farecik epey beklemiş
****
Nihayet kurbağa sudan sudan çıkınca farecik birden demiş
Nerde kaldın dostum beklettin beni yalandan
Hayır demiş kurbağa benim de-almam lazım suya benim de ihtiyacayım var
Şu karnımı doyurmaya peki demiş bizim fare bir ip bulsak birkaç metre
Bir ucundan sana bağlı bir ucu benim gövdeme
Bu öneriye kurbağa tamam demiş lafsa buya
Farecik ipi çekermiş kurbağa girince suya
Kurbağa anlamış bunu görmek istermiş dostunu
Çıkarmış hemencik sudan düşünmezmiş hiç sonunu
Farecik göl kıyısındayken çaylak kuşu gelmiş birden
Yakalamış fareciği kapıp götürüp yerinden
Havalanmış çaylak geçeğe dikkatli bakın fareye
Bir iple ucundan bağlı kurbağanın gövdesine
Buyurmuş ki Mevlana'mız denk olsun dostluklarınız
Farklı dünyaları olan dostluklara kanmayınız

ÖĞÜT
Cennet gibi olsun dersen hayatın ve bütün çevren
Herkesle dost olmaya bak hiç kimseye kin tutma sen
İnsanlara zahmet verme kendini yüksekte görme
Merhem gibi mum gibi ol kimsenin kalbini kırma
Hiç kötülük düşünmezsen kötülüğü görmesin sen
Söylemezsen kötü sözler sen de duymazsın kimseden
****
Dostluklansan birini sevinç kaplasa içini
Her bir şeyden güzeldir bu yaşa sevgi Cennetini
Düşman olsan sen birine kötülük girer kalbine
Sakın kendini düşürme düşmanlık Cehennemine
Dostları andığın zaman açar içinde gülistan
İçine dikenler dolar düşmanlıkları anarsan
****
İstersen birinin seni bir dost gibi sevmesini
Sen de onu sevmeye bak gör hep güzelliklerini
İstersen birinin seni bir dost gibi sevmesini
Sen de onu sevmeye bak gör hep güzelliklerini

TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022