Sohbet

2024 Nov 17 19:35:37
yusuf35: Ziya Uğur - Hacı Bayram-ı Veli 2017 - 320 Kbps + Flac Kalite Eklendi   TIKLA

2024 Nov 10 23:45:06
yusuf35: Mustafa Aksoy - Hep Birşeyler Var 2005 - 320 Kbps + Wav Olarak Eklenmiştir...  TIKLA

2024 Nov 06 07:14:02
yusuf35: Mustafa Özoruç - Sarmaşık 1993 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 04 13:27:25
yusuf35: Ozan Yusuf Polatoğlu - Beyaz Hüzün 2010 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 03 12:14:32
yusuf35: Berk Özbek - Türkiye'nin Tenoru'ndan İlahiler 2024 - 320 Kbps + Flac Eklendi  TIKLA

Welcome to Ilahi-Ezgi - Manevi Dünyanız. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 05:59:00

Login with username, password and session length

Üye
  • Toplam Üye: 4,298
  • Latest: mdeniz
İstatistikler
  • Toplam İleti: 118,458
  • Toplam Konu: 13,897
  • Online today: 626
  • Online ever: 2,613
  • (21 Ocak 2020, 20:27:20)
Çevrimiçi Üyeler
Users: 0
Guests: 476
Total: 476
Google (2)

En Son Konular

Abdullah Güven - Ay Bakışlım

Başlatan KurbanAmca, 07 Kasım 2011, 17:37:20

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

07 Kasım 2011, 17:37:20 Last Edit: 11 Aralık 2020, 14:58:19 by Mehmedim

Abdullah Güven - Ay Bakışlım


Abdullah Güven - Ay Bakışlım 192 kbps  (8 / 45:56)
---------------------------------------------------
07:01 -  Abdullah Güven - 1 Ay Bakışlım düet Yusuf Meral
07:57 -  Abdullah Güven - 2 Maksimum Aşk düet Yusuf Meral
07:50 -  Abdullah Güven - 3 Alevler Terleyince düet Yusuf Meral
03:50 -  Abdullah Güven - 4 Vatan Kokulu Anam
05:58 -  Abdullah Güven - 5 Kara Cemrem düet Yusuf Meral
06:02 -  Abdullah Güven - 6 Sevdayi Gönülden Vurdular
03:25 -  Abdullah Güven - 7 Yufkaya Kaktüs Sardılar
03:50 -  Abdullah Güven - 8 Irmak Gözlüm

[hide thanked=1]
Abdullah Güven - Ay Bakışlım 192 kbps


Mediafire
Abdullah Güven - Ay Bakışlım 192 Kbps

Yandex
Abdullah Güven - Ay Bakışlım 192 Kbps
[/hide]


Paylaşım için Allah (c.c) razı olsun..

allah razı olsun
halka hizmet.hakka hizmettir


birazdan inşallah siteye 320 kalitesinde ve full olarak eklenecektir.

ALLAH (c.c.) Razı Olsun Cancazım, Paylaşım İçin Teşekkürler Ellerine Emeğine Sağlık.
GÜLLERE VURGUNUM, GÜLLERE SEVDALI.

ALLAH (C.C) Razı Olsun Kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler.
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık.

Yusuf Meral olunca güzel bir çalışma ortaya çıkmış...ALLAH RAZI OLSUN..


razı olsun.

Gizli linklerin nasıl açılacağını öğrenmek için tıklayınız...



ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık



Sessizlik; söyleyecek sözü olmayanın değil, boş lafta gözü olmayanın işidir
http://merhametfm.blogspot.com.tr/

Allah (C.c.) Tüm Müslümanlardan Razı Olsun İnşaallah...

MAKSİMUM AŞK
Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah. Sen vardın ay bakışlı gecelerde. Sen vardın seherlerde terleyen güllerde. sen vardın aşkın ile ağlayan gönüllerde, sen vardın sevdan ile kavrulan ciğerlerde.
Sahabelerin vardı yıldızlar gibi. Hangisine uyulsa götürürlerdi sevda iklimine. Damardan bağlılardı sana. Can damarından, şah damarından, ve beslenirlerdi senin sevda okyanusundan, hayat-i menbağından. Yeryüzü yıldızlarıydı onlar sevkin ile parlayan, ay bakışınla canlanan, sensiz olamayan, seninle sevinen, seninle üzülen yarenlerindi onlar ya Rasulallah.
Ama dünya değişti, aşklar değişti senden sonra. Sana gönlümüzce şöyle bir bağlanamadık. Çürük çıktı iplerimiz, döküldük tel tel. Hak yolunda gerilmiş engeller var aşamadık. Bir ismini bile haykıramadık cihan'a şöyle kara Bilal gibi. Eriyip giderken taslar ayakları altından kar gibi, o yine olmadı, taslar eridi ben erimedim der idi ve kendi yürek yangınlarını körüklerdi.
Ey gönlü kar beyazlı kara Bilal. Yüreğinde yangınlar, sesinde maksimum aska davetiye var.
Kurban olsun kurban olsun canlar sana kurban olsun
Toprak olsun yollarına toprak olsun ya Muhammed
Kurban olsun kurban olsun canlar sana hayran olsun
Toprak olsun yollarına toprak olsun ya Muhammed
****
Bu can sana feda olsun ya Rasulallah. Sadakatlar değişti, samimiyetler değişti senden sonra. Seninle taa yürekten bir rabıta kuramadık. Bir ciğerimiz yanmadı şöyle Ebu Bekir misali. Alevler içerisindeyken insanlık yanı başımızda, bizler terlemedik bile sıcak yataklarımızda. Küçüldük, küçüldükçe de utanmadık masumlardan.
Heey Sıddık-i Bekir. Ciğerlerinde yangınlar, dilinde maksimum sadakata davetiye var.
Varım yoğum sana feda olsun ya Rasulallah. Dengeler değişti, kaçırdılar kantarın topuzunu senden sonra. Şöyle bir Ömer heybetiyle dikilemedik karşılarına, diyemedik... Mülkün temeli adalettir, hani nerede hukuk.. Gösteremedik bir Farukluk. Nil kenarında kaybolan bir kuzunun sorumluluğu şöyle dursun, el altındaki yavrumuzun sorumluluğunu kaldıramadık biliyorsun.
Heey Ömer Faruk. Yüreğinde kükreyen yangınlar, sözlerinde maksimum adalete davetiye var.
Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah. Beşeri ilişkiler değişti, adab-ı muaşeret değişti senden sonra. Sana şöyle bir Osman gibi bakamadık, mahcup, utangaç.
Edeb edilirken kurban, eşlik etti buna hayâ ve türban.. Olmaz dese de, uymaz dese de Kitab-i Furkan.. Ne dinliyen var O'nu, ne adını soran.
Eyy Zinnureyn Osman. Gönlünde yanginlar, yüzünde maksimum hayâya davetiye var.
Kurban olsun kurban olsun canlar sana kurban olsun
Toprak olsun yollarına toprak olsun ya Muhammed
Kurban olsun kurban olsun canlar sana hayran olsun
Toprak olsun yollarına toprak olsun ya Muhammed
****
Canım, canım sana feda olsun yoluna ya Rasulallah. İlim irfan değişti. Hak hakikat değişti senden sonra. Bir hayatını bile öğrenemedik şöyle gönlümüzce. Tedrisat mana kaybetti, soğuk demirler bele asılınca. En büyük düşman göz ardı edilince, kabardı nefis, azdı şeytan kendi dileğince. Bir Allah'ın arslanı gibi ters yüz edemedik. Karşı çıkıp ta kinimize, meydan okuyup ta nefretimize.
Heey Allah'ın arslanı Murtaza Ali. Gönlünde yangınlar yüreğinde maksimum hoşgörü'ye davetiye var.
Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah. Sen vardın, sen vardın ay bakışlı gecelerde. Sen vardın seherlerde terleyen güllerde. Gelmez misin ya Rasulallah? O asırları aşıp gelen gül kokunla, karanlıkları yırtan ay bakışınla, gelmez misin bizimle karanlık gecelerimize, hüzünlü gündüzlerimize, silmez misin gözyaşlarımızı? Silmez misin gözyaşlarımızı? Ya Rasulallah.

ALEVLER TERLEYİNCE
Bir güzel gün gelecek alevler titreyecek utancından terleyerek terler gül verecek
Yüzlerce İbrahim binlerce İsmail gülleri derecek gül derecek
Beynim zonkluyor basınç var kafatasımda, gönlümde kaynayan sevdalar yüreğimde kükreyen yanardağlar var çağlayanlara muhtaç damlalara aç. Seherler garip dervişler uykuda beklerken miraç, kurudu mu kervan bekleyen kuyular, çekildi mi yoksa sular, hani İbrahim'in ateşine koşan karıncalar, nerede kanat çırpıyor gagasıyla su taşıyan güvercinler, hangi deryalarda yüzüyor Yunus'u yaşatan balıklar, dostluklardan yana tavır koyanlar şimdi nerdeler. Onlarda mı bir dal atmaktalar yanan yürek yangınlarıma.
Bir güzel gün gelecek alevler titreyecek utancından terleyerek terler gül verecek
Yüzlerce İbrahim binlerce İsmail gülleri derecek gül derecek
Sulu sepken yemiş kerpiç duvar gibi erimekteyim, sinsice yaklaşmalardan saman altından su yürütmelerden ürkmekteyim. Dost oldu İblisle nefis, bunu bilmekteyim. Protokol imzaladılar, kibrit suyu dökecekler derin çınar köklerine sezmekteyim. Bir pehlivan edasıyla çullanıp da üzerimize, getirmek istiyorlar ya sırtımızı kündeye. Fısıldayıp kulaklarına biri diğerinin vesveseyle at bir kle çek bir elense diyerek mahcup edecekler bizi güya pir-i pehlivan Hamza'ya şah-ı Merdan Murtaza'ya. Bu oyunu görmekteyim.Ama tutmayacak hesaplar kursaklarda düğümlenecek hevesler.
Bir güzel gün gelecek alevler titreyecek utancından terleyerek terler gül verecek
Yüzlerce İbrahim binlerce İsmail gülleri derecek gül derecek
Ama tutmayacak hesaplar kursaklarda düğümlenecek hevesler. Bir güzel gün gelecek alevler bile hayâ edecek, utancından terleyecek terler güller verecek
Yüzlerce İbrahim binlerce İsmail o gülleri derleyecek: İşte o zaman zalim nefsin hain İblisin o bahçede yeri olmayacak. Dünya Efendimin gül kokusuyla dolacak. Onların yeri ise kendi kazdıkları çukur olacak. Kendi kazdıkları çukur olacak.

VATAN KOKULU ANAM
Senin can karası gözlerinden seyretmek varmış şu âlemi, korkmazdım karanlıklardan bakınca gözlerinin siyahına. Gecelerin gizemini sabahların nurunu hayal ederdim çeşminin derinliğinde. Yağmur sonrası toprak kokan bir Anadolu havasının serinliğinde kabuğunu çatlatan bir tohum hevesiyle büyüdüm senin engin yüreğinde ırmak gözlüm. Ne var ki ne olduysa sen habersizken oldu, başı dumanlı dağlardan bir çakal sürüsü indi vadilere. Çelik halatlarla bağlandı dişlere kaldırım taşları. Yankılandı dar sokaklar arasında ekolu uluyuşlar. Duyulmadı karanlığın ortasında haykırış ve ağlayışlar. Bir kanal açıldı kanlı gözlerden kuruyan denizlere. Damla damla büyüdü nehirler kızılırmak gözlerden, bir gülün ağladığı seher vaktinde boyun büktü el kaldırdı mazlumlar, gözler göğe bakar iken öfkelendi yıldırımlar. Gürleyen gökler bir beyaz tülbentten süzdü yaşlarını, sulandı gözler, utandı denizler ama utanmadı densizler iki kaşlar arasında bir damar çatladı, gök gürültüsü gibi bir ses işitildi galiba edebi çatlattılar hayâyı ağlattılar. İşte ne olduysa sen habersizken oldu ırmak gözlüm ırmak gözlüm.

KARA CEMREM
Kara cemrem kara cemrem aşkın gönle yara cemrem
Saldın beni dertten derde söyle şimdi kime gidem
Kara cemrem kara cemrem yavrucuğum ah bir tanem
Gelecek baharlar senin sende derman sende merhem oy
Yavrucuğum çiğdem çiçeğim kara cemrem, gülüşüne sevdalandım, bir kaba yel gibi esti rüzgârlarım, kara kışlar kar bakışını karartmasın diye ışıklar topladım ağlayan Yakup'ların gözlerinden. Yavrucuğum çiğdem çiçeğim kara cemrem, havada es püfür püfür rüzgâra ver kokunu, alayım Yakup misali Yusufi kokunu. Suya düş erit buzları okyanusa dal Yunus'ça bir gülüşü cihana sal. Öğret Eyyubi sabrı insanlığa. Yavrucuğum çiğdem çiçeğim kara cemrem toprağa düş buğu buğu kök salsın saçakların yeşersin tomurcukların büyüyüp serpilesin ayrılıp ayrık otlarından sevda bahçesinin muhabbet gülü olasın Yavrucuğum çiğdem çiçeğim kara cemrem gel ki baharı seninle tatsın bu âlem.
Kara cemrem kara cemrem aşkın gönle yara cemrem
Saldın beni dertten derde söyle şimdi kime gidem
Kara cemrem kara cemrem yavrucuğum ah bir tanem
Gelecek baharlar senin sende derman sende merhem oy
Kara cemrem bir kara kış sorası kavuştum sana. Ilgıt ılgıt eserken rüzgârlar kınalı kurbanlar kestim yollarına İsmail'im oldun iki kaşının arasına şehitlik damgası vurdum karış karış boyunu ölçtüm her sabah paslı ellerimle. Üzerlikler koydum ceplerine nazara gelmeyesin diye yavrucuğum çiğdem çiçeğim kara cemrem toprağa düş buğu buğu kök salsın saçakların yeşersin tomurcukların büyüyüp serpilesin ayrılıp ayrık otlarından sevda bahçesinin muhabbet gülü olasın Yavrucuğum çiğdem çiçeğim kara cemrem büyü ki baharı seninle görsün bu âlem. Kara kışlar kar bakışını karartmasın yavrucuğum, sevda bahçene ayrık otları bulaşmasın yavrucuğum, çiğdem çiçeğim kara cemrem gel ki baharı seninle tatsın bu âlem.
Kara cemrem kara cemrem aşkın gönle yara cemrem
Saldın beni dertten derde söyle şimdi kime gidem
Kara cemrem kara cemrem yavrucuğum ah bir tanem
Gelecek baharlar senin sende derman sende merhem oy

SEVDAYI GÖNÜLDEN VURDULAR
Geceler kara cellat oydular şefkatin gözlerini. Hıçkırıklara kulak tıkadılar umursamadılar. Karanlıklar ışığa çekerken kılıç, kıpırdamadı bile kınlar, çınladı şakırtılar. Diken diken oldu tüyler ürperdiler, işte o an sevdayı tam gönülden vurdular Mecnunlara çöller aştırıp Leyla'lara tuzak kurdular.
Dağlar meydan okudu savrulan rüzgârlara. Yağmurlar yumuşatamadı toprağın yüreğini. Bana mısın bile demedi beynine balyoz yiyen taşlar. Akarken gözlerden kanlı telaşlı yaşlar. Bırakmadılar yolcusuz. İnatlaştılar, işte o an aşkı tam başından kurşunladılar. Ferhat'lara dağ deldirip Şirin'lere mezar eştiler.
Sevgiler sevgiler sabun köpüğü gibi soldular, sadakat ikliminin askılarına askıntı oldular, koparıp da tomurcuk gülleri gönül toprağından göz kamaştıran sahte sahnelere aldılar, saadeti paraladılar. İşte o an muhabbeti tam kalbinden mıhladılar. Kerem'leri ateşe verip Aslı'ları darağacına astılar.
Sen beklenmektesin yürek yangını bilmem ki hangi adrestesin. Sabahları ışıyan güneşte geceleri parlayan ayda gözlenmektesin yürek yangını. Hey yürek yangınım. Yar balyozu yemiş kaya gibi unufak olsan da müjdelerle gel, umutlarla gel, kalk ayağa toparlanıp da tak omuzuna gönül heybeni alacakaranlıkta gün ışığıyla beraber düş yollara yap duanı gönder ulu divana, bir damla gözyaşı akıtıp da kristal kâseye ver ver yar sevdası çekmiş yanan gönüllere kavrulsa da ciğerin paramparça olsa da yüreğin bir aşk kokusu sal şu âleme yürek yangınım.
Hey yürek yangınım yar bakışı değmiş bir ay gibi paralansa da gözlerin senin kan çanağı gözlerinde saklıdır müjdeli kıvılcımlar, melanetler mengenesinde sıkılsa da yüreğin bir inşirah ferahlığıyla sıyrılıp sıkıntılardan yar neşteri yemiş bir sine gibi ferahla, tutuştur kalplere merhamet ateşini, titremesin ellerin, yar teriyle yunmuş bir gül gibi gülümseyip de ver ver hoş kokunu şu nahoş dünyaya yürek yangınım, ver ver hoş kokunu şu nahoş dünyaya yürek yangınım yürek yangınım.

YUFKAYA KAKTÜS SARDILAR
Havada mis gibi ekmek kokusu var, buğu buğu tütüyor tandırda kebap, çaresiz analarda dertler, yavru katmer, acılar gırtlakta kırk düğüm, çok acıktı çocuğu belli, bir kapı çaldı ve yutkundular. Açılan pencereden uzanan başlar tepeden baktılar, buyur etmediler, gün gelir size de nasip olur dediler çocuğa bir dürüm verdiler, yufkaya kaktüs sardılar. Afiyet olsun, doydun mu çocuğum?
Havada zehir gibi de kömür kokusu var, rüzgâr horon teptiriyor dışarıda, şöminede tango havası var, çaresiz babalarda öfke aşılmaz dağlar gibi, alevler yürüyor beyinlere, yüzler ateş kırmızısı nar, çok üşüdü çocuğum deyip bir kapıya dayandılar, utandılar. Aralanan kapıdan uzanan başlar tek gözle baktılar, dudak büktüler, gün gelir sizi de ısıtır bir samur kürkü dediler, çocuğa bir deri verdiler, kirpi kürkünü gerip tersinden giydirdiler. Hayırlı olsun ısındın mı çocuğum ısındın mı çocuğum ısındın mı çocuğum?

IRMAK GÖZLÜM
Senin can karası gözlerinden seyretmek varmış şu âlemi, korkmazdım karanlıklardan bakınca gözlerinin siyahına. Gecelerin gizemini sabahların nurunu hayal ederdim çeşminin derinliğinde. Yağmur sonrası toprak kokan bir Anadolu havasının serinliğinde kabuğunu çatlatan bir tohum hevesiyle büyüdüm senin engin yüreğinde ırmak gözlüm. Ne var ki ne olduysa sen habersizken oldu, başı dumanlı dağlardan bir çakal sürüsü indi vadilere. Çelik halatlarla bağlandı dişlere kaldırım taşları. Yankılandı dar sokaklar arasında ekolu uluyuşlar. Duyulmadı karanlığın ortasında haykırış ve ağlayışlar. Bir kanal açıldı kanlı gözlerden kuruyan denizlere. Damla damla büyüdü nehirler kızılırmak gözlerden, bir gülün ağladığı seher vaktinde boyun büktü el kaldırdı mazlumlar, gözler göğe bakar iken öfkelendi yıldırımlar. Gürleyen gökler bir beyaz tülbentten süzdü yaşlarını, sulandı gözler, utandı denizler ama utanmadı densizler iki kaşlar arasında bir damar çatladı, gök gürültüsü gibi bir ses işitildi galiba edebi çatlattılar hayâyı ağlattılar. İşte ne olduysa sen habersizken oldu ırmak gözlüm ırmak gözlüm

AY BAKIŞLIM
Ay Bakışlım kapında bir kıtmir olaydım
Senin geçtiğin yollara toprak olaydım
Bir değil bin canım olsa sana vereydim
Yeterki nur cemalin bir kez göreydim
****
İlahi kudretten bir irade kondu, kâinat kuruldu, güneş ay yıldızlar yerlerine kondu, en güzel sözler senin için söylendi o an. Dünya semalarında senin ismin yankılandı ilk önce. Âdem gönderilince. Doğan her masum bebeğin kulağına senin ismin okundu. Sevgin ilmik ilmik dokundu. Gönüller gergefinde işlendi. En güzel aşklar senin için yaşandı. Yürekler sevdalandı. Yüceler yücesi sevdi Habibim dedi. O önce davrandı. Kendi simiyle birlikte andı senin güzel ismini. En güzel isim senin ismindi. Her isimden daha güzel söylenirdi senin ismin.
****
Ay Bakışlım kapında bir kıtmir olaydım
Senin geçtiğin yollara toprak olaydım
Bir değil bin canım olsa kurban edeydim
Ay bakışlım yeterki gül cemalin bir kez göreydim
****
Her ne zaman adını söylese kalp atışları değişirdi bağrı yanık âşıkların nedense. Diller seni anınca eller giderdi sineye süzülürdü yaşlar ince ince gönüller rikkate gelince. Sen gülerdin gülerdi güller. Üzülürdün dayanamazdı gönüller. Bir el işaretinle kopup gelirdi ay, hizaya geçerdi yıldızlar. Her şey senin etrafında pervane olurdu. Ağaçlar sana selam selam durur kuşlar sana pervaz olurdu. Taşlar bile taşlar bile şahitlik ederlerdi senin en güzel oluşuna. Gözler sende canlanırdı çakmak çakmak. Yetimlere açarken kucak en güzel sen bakardın. Cana can katardın. Sana gözyaşlı mor menekşeler gelirdi demet demet. Sana ağlayan bulutlardan selam gelirdi kucaklar dolusu. En güzel selam sana verilirdi doğrusu. Her güzel söz söylendi senin için şu dünyada. Hatta ukbada. En güzel şiirler senin için yazıldı. En güzel dizeler senin için söylendi. Bilirim geniştir senin yüreğin. Yüreğim senin şiir defterin. Açılırsa bir gün o zaman derim=Selam sana ay bakışlı rehberim salât sana gül kokulu Peygamberim binlerce salât binlerce selam olsun sana ay bakışlım.


ALLAH Razı Olsun Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık çok Teşekkür ederim

TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022