Sohbet

2024 Nov 17 19:35:37
yusuf35: Ziya Uğur - Hacı Bayram-ı Veli 2017 - 320 Kbps + Flac Kalite Eklendi   TIKLA

2024 Nov 10 23:45:06
yusuf35: Mustafa Aksoy - Hep Birşeyler Var 2005 - 320 Kbps + Wav Olarak Eklenmiştir...  TIKLA

2024 Nov 06 07:14:02
yusuf35: Mustafa Özoruç - Sarmaşık 1993 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 04 13:27:25
yusuf35: Ozan Yusuf Polatoğlu - Beyaz Hüzün 2010 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 03 12:14:32
yusuf35: Berk Özbek - Türkiye'nin Tenoru'ndan İlahiler 2024 - 320 Kbps + Flac Eklendi  TIKLA

Welcome to Ilahi-Ezgi - Manevi Dünyanız. Please login or sign up.

22 Kasım 2024, 18:44:42

Login with username, password and session length

Üye
  • Toplam Üye: 4,298
  • Latest: mdeniz
İstatistikler
  • Toplam İleti: 118,458
  • Toplam Konu: 13,897
  • Online today: 585
  • Online ever: 2,613
  • (21 Ocak 2020, 20:27:20)
Çevrimiçi Üyeler
Users: 6
Guests: 411
Total: 417

En Son Konular

Bedirhan Gökçe - Adam Kavgada Belli Olur 2007

Başlatan YasarAmca, 21 Nisan 2009, 17:55:49

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 5 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

21 Nisan 2009, 17:55:49 Last Edit: 29 Şubat 2024, 21:26:15 by yusuf35
Bedirhan Gökçe - Adam Kavgada Belli Olur 2007 320 Kbps + Wav
11 / 00:00:53:42 / 122,95 MB - 542,10 MB





Bedirhan Gökçe - Adam Kavgada Belli Olur 2007 - 320 Kbps - Wav (11 / 53:42)
---------------------------------------------------------------------------------------------------

Bedirhan Gökçe - 01 Ciğerin Yansın  04:00
Bedirhan Gökçe - 02 Oğluma  04:03
Bedirhan Gökçe - 03 Üşüme (Kime Ne)  05:17
Bedirhan Gökçe - 04 Ihlamurlar Açtığı Zaman  05:00
Bedirhan Gökçe - 05 Baba Uyan  05:43
Bedirhan Gökçe - 06 İsyanlı Sükut  03:04
Bedirhan Gökçe - 07 Yedinci Cadde  05:32
Bedirhan Gökçe - 08 Yenik Serçe (Adı Nevin)  05:28
Bedirhan Gökçe - 09 Uy Havar  03:23
Bedirhan Gökçe - 10 Kerkük Çığlığı  08:42
Bedirhan Gökçe - 11 Namıssız Seni  03:24

[hide thanked=1]

Bedirhan Gökçe - Adam Kavgada Belli Olur 2007 - 320 Kbps




Bedirhan Gökçe - Adam Kavgada Belli Olur 2007 - Wav




Bedirhan Gökçe - Adam Kavgada Belli Olur 2007 - Flac


[/hide]

teşekkürler
BİTMEYEN SEVDAMSIN YA HZ.MUHAMMED S.A.V.

paylaşım için teşekkürler eline sağlık


ALLAH SIZE KULUM DESIN
halka hizmet.hakka hizmettir



ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık

razı olsun.

Gizli linklerin nasıl açılacağını öğrenmek için tıklayınız...







ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık


Allah (C.c.) Tüm Müslümanlardan Razı Olsun İnşaallah...


Alıntı yapılan: HARUN - 20 Kasım 2019, 14:26:07
Flac  kalite eklendi

ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık






Wav Kalite Eklenmiştir. Cd Paylaşım İçin Gelgit'e Teşekkürler.


Alıntı yapılan: HARUN - 01 Ağustos 2021, 23:29:50
Wav Kalite Eklenmiştir. Cd Paylaşım İçin Gelgit'e Teşekkürler.
ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık

YENİK SERÇE(ADI NEVİN)
Yaban
ve asi
dağlara dağılan taylar gibi.
ve yangın
gençliğinin alazında ışıltılı bıçaklar gibi.
Adana'da yollara dizilmiş garlarda,
çığlık çığlığa peronlarda
çocuklar gibiydi gözleri.
Adı Nevin,
ayaz içer, rüzgâr giyerdi geceleyin...
O, kanadı kırık bir kuştu,
beyaza vurulmuştu
kimseler görmedi bir başka renk sevdiğini.
Kimseler Görmedi kimseler kirlendiğini...
Adı Nevin,
hüzün kokar ve korkardı geceleyin...
Kendini martılarla bir tutma derdim senin kanatların yok. düşersin,
yorulursun, beni koyup koyup gitme ne olursun!
O, kanadı kırık bir kuştu,
gülümserken vurulmuştu.
Kimseler görmedi uçtuğunu.
Kimselergörmedi, kimseler kirlendiğini...
Adı Nevin,
özlem tüter ve ç(ağlardı) geceleyin.
Işığın diyordu: Kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum karanlık kördü ve acımasız...
Ellerimle kırdım bende kalan kanatlarımı kanatlarımı kanatmaktan geliyorum...
O bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı.
Sonra da çift çıkardık kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık!
O kentte bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı,
insanlar dar yapılmıştı, çıkardık!
Kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda...
Avurtlarına çarpan kar taneleri, gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp çarpıp erirdi...
Erirdi...
Biz yan yana, yana yana... Yana yana!
O bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı,
ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı...
Gitti... Kanatları yüreğimdeydi.
Kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi.
Yitirdim o aşkın kimliğini
hükümsüzdür...
Adı Nevin,
ihaneti tutuşturduk bir sabahleyin!
Kirli martılarla bir tutma derdim senin kanatların yok düşersin
Adı Nevin,
Beni koyup koyup gitme ne olursun gitme
Adı Nevin,
Hüzün kokar ve korkardı geceleyin
Adı Nevin,
İhaneti tutuşturduk bir sabahleyin

UY HAVAR
Yangınlar,
Kahpe fakları,
Korku çığları
Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
Pusatsız, duldasız, üryan
Bir cana bir de başa
Seher vakti leylim - leylim
Cellat nişangahlar aynasındasın.
Oy sevmişem ben seni...
Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
He canım...
Çiçekdağı kıtlık, kıran,
Gül açmaz, çağla dökmez.
Vurur alnım şakına
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
Şahmurat Suyu kan akar
Ve ben şairim.
Namus işçisiyim yani yürek işçisi.
Ne salkım bir bakış
Resmin çekeyim,
Ne kınsız bir rüzgar
Mısra dökeyim.
Oy sevmişem ben seni...
Ve sen daha demincek,
Yıllar da geçse demincek,
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
Yaran derine gitmiş,
Fitil tutmaz, bilirim.
Ama hesap dağlarladır,
Umut, dağlarla.
Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün, olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda,
Atıp bir kıyıya iki zamanı
Yarının çocukları, gülleri için,
Her birinin ayva tüyü çilleri için,
Koymuş postasını,
Görmüş restini.
He canım,
Sen getir üstünü.
Uy havar!
Muhammed, İsa aşkına, yattığın ranza aşkına,
Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan - ter içinde asi,
He desem, koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni...

NAMISSIZ SENİ
Cemo derdim biye söylemek haram
Mıkkın Tahir ile sarayım yaram
Uy dedim bekledim nerdesen ağam
Gittin de dönmedin namıssız seni
Elimin kınası böğrümde kaldı
Başımın yazması yüzümde soldu
Bende bir ellerde dört çocuk oldu
Neye gittin gelmedin namıssız seni
İki baş öküzle üç dönüm tarla
Üç kuruş beş kuruş sarıp sarmala
Kör boğaz doyardı iki lokmayla
Alaman neyine namıssız seni
Arada bir mektubu da gelir
Eşe dosta selam sabah edir
Anasının ellerinden öpir
Beni unuttun mu namıssız seni
Mehmo sorar aney babam hanidir
La bu dünyada bizim gibi fanidir
Ağam arvat erinin sağ elidir
Ellerin kırılaydı namıssız seni
Eyvana dokuma tezgahı kurdum
Her ilmeğe hasretinden dem vurdum
Ben cennete değişmezken öz yurdum
Yaban ele sattın beni namıssız seni
He biliyem sen orda çok ehvansan
Allah biliy kimseleri görmezsin
Eyşo bu can siye gurban deridin
Canın çıksın emi namıssız seni
Uy anay uy ataşlara yaniyem
Urfa sıcak damda sabah ediyem
Yıldıza ruzgara adın veriyem
Akrep soksun emi namıssız seni
Yufka açtım göz göz oldu yüreğim
Kazan kebebıynan kebap cigerim
Çiğ köfteye kattım derdim kederim
İsotsuz kal emi namıssız seni
Çok söyledim artık dilim dönmüyor
Ne bileyim cahil aklım ermiyor
Gene erim doğrusunu biliyor
Geliver artık be namıssız seni
Kurdun kuşun yanı yavru doluştu
Devran döndü burada her şey değişti
Ula bin yıl sonra Harran suya kavuştu
Bize de kavuşmak yok mu namıssız seni

KERKÜK ÇIĞLIĞI
Oğuzam
Türk menem
Bayatlardan Türkmenem
Damarlarındaki asil kan
Aslına çektiğin ırk menem
Yaprağın asılı dallar
Gövdeni taşıyan kök menem
Yolunu gözleyen yar
Aşkınla çarpan ürek menem
Can içre canan bilmişem gavim gardaş, nerdesen
Yedi koldan
Yirmidört boydan gelmişem Orta Asya'dan
Yayından fırlayan ok
Huduttan hududa atılan mızrak
Deli havalar soluyan kısrak gibi esmişem
Az gitmişem, uz gitmişem
Dere tepe düz gitmişem
Kuş uçmaz kervan geçmez dağları
Göçebe adımlarla gezmişem
Irağı yakın, yurdumu Irak eylemişem
Tırnaklarımla oymuşam tortu kayaları
Kıraç toprakları gözyaşlarımla sulak etmişem
Kızgın tohumlar serpmişem
Emek vermişem
Aşa getirmişem
Türk illerine haber salmışam gavim gardaş, nerdesen
Selçuklu şah-ı sultanlarım adım atmış otağıma
Kapıda karşılamışam civan mert erlerimi
Başım gözüm üstüne berhudar ağırlamışam
Musul'da Zengiler
Kerkük'te Kıpçaklar
Erbil'de Beg Teginliler
Yiğit yatağı Atabegler kurmuşam
Dokuz başlı tuğlar aparmışam yad ellere
Türk'ün adını âlemlere duyurmuşam
Bayındır Kızanı torunlarımı kucaklamışam
Bahar coşkusu Akkoyunlar gibi ovalara yayılmışam
Sultan Cined'in emaneti
Şah İsmailimle pişirmişem ham yanlarımı
Ocağımda tüten Safevi ateşiyle alev alev yanmışam
Genç Osmanlıyla açmışam Bağdat'ın kapısını
Cahiliye devrini hepten kapatmışam
Dil, din ve ırk özgürlüğüyle donatmışam halkları
Çıra gibi aydınlatmışam kör karanlık tarihi
Çevreme ilim, irfan, ışık saçmışam
Derin hülyalara dalmışam gavim gardaş, nerdesen
Ne zaman ki
Türk birliğine diş bilemiş düşman
Çapraz fişek silahıma davranmışam
Zırnık ödün vermemişem haa sevgimden
Korkmamışam heç
Ölümleri kuşanmışam
Yalın ayak koşmuşam Kafkas cephelerine
Sarıkamış harekâtına katılmışam
Buz kesmiş yüreğim Allah-u Ekber Dağlarında
Katmer katmer kefensiz donmuşam
Çanakkale'de etten duvar olmuşam
Göğüs göğüse çarpışmışam Allah vekil
Bir adım geçirmemişem gâvuru öteye
Üst üste cansız yığılmışam
Ama nasıl ki
Harb-i cihanlarla zayıflamışam
Güçten kudretten düşmüşem heyhat
Yeraltı kaya yağlarım sulandırmış ağızları
Hemhal manda manda paylaşılmışam
Öyle ki
Et ve tırnak misali ayrılmışam
Süt kuzu yavru gibi koparılmışam Anadolu'dan
Yılanlar tıslamış
Köpekler hırlamış ardımdan
Sahipsiz kalmışam gavim gardaş, nerdesen
Lord planları tayin etmiş kaderimi
Misak-i Milli sınırlar dışına çıkarılmışam
İtilmişem, kakılmışam, horlanmışam külliyen
Tekme tokat yerlere yatırılmışam
Dağ ayılarının önüne atılmışam yaralı
Çöl develerinin hörgücüne tepe taklak asılmışam
Türk menem demişem
Türkçe söylemişem
Eskiyaka'da kurşunlara dizilmişem
Emeğimin hakkını istemişem
Gavurbağ'da linç edilmişem
Adalet beklemişem
İplere gerilmişem
Eşitlik yeğlemişem
Zab suyu kana bulanmış
Altunköprü'de ekin gibi biçilmişem
El insaf vicdan dilemişem
Zindanlara sürülmüşem
Çığlıklarım katlimin sâlası
Diri diri gömülmüşem gavim gardaş, nerdesen
Duy hele
Kimliğim değiştirilmiş
El-Temim olmuş Türkmen Kerkük
Hafızalardan kazınmışam
Baas Baas bağırmışlar partizanca
Kin kusmuşlar yüzüm barabarı
Evimden yurdumdan göçe zorlanmışam
Kollarım kırılmış omuzlarımdan
İşkencelerle yoğrulmuşam
Gözlerim kan çanağı
Fincan fincan oyulmuşam
Ölmem yetmemiş kâfire
İp sarılmış cesedime
Sokaklarda dolaştırılmışam
Lime lime ortalığa saçılmış cism-i bedenim
Lime lime dağılmışam gavim gardaş, nerdesen
Beterin beteri var
Biri getmiş, ötekiler gelmiş
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşam
Mavzerler çevrilmiş üzerime
Tetiklere sarılmışlar
Merhamet beklerken, zulüm bulmuşam
Böyük devletlerin böyük oyunu
Yok etmek Türk'ün soyunu
Çoraplar örülmüş
Çuvallar geçirilmiş başıma
Aslanım kediye boğulmuşam
Okumak yazmak yok
Dilim damağıma bağlanmış
Düşünmem, konuşmam, kızmam yasak
Başın kaldırıp bakmak
Gözün ucuyla süzmek ne cüret
Elim ayağıma dolanmış
Oturmam, yürümem, gezmem yasak
Taş kesilmişem gavim gardaş, nerdesen
Di gah gel
Di gel ölem di gel
Adına gurban olam di gel
Alnına kanım çalam di gel
Bayrağım göğün mavi gülü, ay yıldızım sen
Yurdum Türkmen eli, can özüm sen
Soyum sopum Türkoğlu, yüzüm sürdüğüm izim sen
Oy men ölmüşem gavim gardaş, nerdesen

YEDİNCİ CADDE
Sen gittin ne varsa gittin seninle beraber
Çünkü seni sevmekle başlamıştı her şey
Aşka kelepçe vurulmaz amirim
İşte ellerim Başkenti ben vurdum
Suçluyum
Ne olduysa yedinci caddede oldu amirim
Mayıstı ağaçlar henüz çiçeğe durmuş
Saatler çoktan akşam olmuştu
Bilirsin yedinci caddenin delikanlıları başka olur
Daha doğrusu yedinci cadde başkadır da
Delikanlılar ona ayak uydurur
Henüz ilk voltada oltayla yanakları yırtılan bir balık gibi kalıverdim ortada
Aşk buysa adı Zehra
Üniversite yılları o zamanlar
Gurbet bir yanda ağlar sıla bir yanda
Anam doktor oğluna kız arar
Oysa daha aç yatılıp tok kalkılan sabahlar
Babam sıkıntı çekmesin diye
Harçlık tasarrufunda dar zamanlar
Ama yiğitlik var serde
Anadolu delikanlısını kim yıkar
Üstelik, milat daha Zehrayken amirim
Anadolu delikanlısını kim yıkar
Ömer önce doktor olacak sonra baba
Zehra önce avukat olacak sonra anne
Zehra'dan öncesi Deli Ömer
Zehra'dan sonrası dert keder
Aşk denen od düşünce yüreğe
Zaman toz olurmuş meğer sevilenin ayak izinde
Mekan denen köz külleriyle gömülürmüş ezele
Seven sevilen tek hecede
Aradan çıkarmış her şey sessizce
Böyle başladı işte amirim böyle başladı
Davullar böyle sözler böyle başladı türküye
Yer sarsıldı halaydan gök indi
Dünya evine giren kimdi
Kimdi çıkan ahirete
Böyle başladı silahlar böyle patladı
Avuç içlerine yakılan kına kan oldu
İçtik kana kana
Nasıl oldu anlamadık
Kör değil gözleri sonuna kadar açık bir kurşun
Önce duvağına değdi Zehra'mın sonra duvağını deldi
Doktordum ama yetişemedim hastaneye
Bir oğlan bir kız evlat düşlerken düğün gecesi
Zehramı toprağa verdik işte
Ne olduysa yedinci caddede oldu amirim
Mayıstı ağaçlar henüz çiçeğe durmuştu
Saatler çoktan akşam olmuştu
Ömer yine delirmiş milattan önceye dönmüştü
Töre düğünde göğü vurmaksa
Gök vurulmuş Zehram kandan gelinliğiyle toprağa doymuştu
Bunu da böyle yaz amirim
Amirim bunu da böyle yaz
Aşka kelepçe vurulmaz
İşte ellerim
Başkenti ben vurdum
Suçluyum
Töreyi bu ellerle ellerimle buldum
İşte bu ellerle ellerimle boğdum
Yedinci caddede ben ölü kalbi elinde artık serseri bir kurşun
Kim olsa vururdum amirim kim olsa vururdum
Kim vursa ölürdüm amirim
Ölürdüm
Can düştü kara toprağa cananım düştü
Kurşunlar gökten aldı baharım düştü
Aşka kelepçe vurulmaz gayrı
Cananım toprağa düştü
Gelinlik kefene döndü

İSYANLI SÜKUT
Gitmişti makama arz-ı hâl için,
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim...
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Çekti ayakları kahveye vardı,
Açtı tabakasın, sigara sardı.
Daldı.. neden sonra garsonu gördü,
'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
İçmedi, masada unuttu çayı;
Kalktı ki garsona vere parayı,
Uzattı çakmağı ve sigarayı,
'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Sandım can evime döktüler ateş.
Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
Ağzına küfürler doldu zehirden;
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

BABA UYAN
Her sabah annemin sessiz iç çekişleriyle uyanmaya başlamıştım
Annemin gündüzleri yüzü gülmüyor
Her gece ağlıyordu.
Saçlarımı okşuyor, gözlerime bakıyor
Kadersizim diyordu
Kadersizim kızım
Bahtı karalım benim.
Ama ne kadar sorsam da niye ağladığını söylemiyordu
Daha küçüksün yavrum
Büyüyünce anlayacaksın diyordu
Babama koşuyordum,
Babam mutfakta sigara içiyor,
Hadi salona git kızım duman seni hasta eder diyordu.
Sen niye içiyorsun o zaman diyordum
Sigara senin de sağlığına zararlı deyimli yani
Yorgun gözleriyle bakıp
Doğru söylüyorsun kızım deyip gülümsüyordu.
Dudak kıvrımlarında kaybolan sanki yaralı bir gülümsemeydi
Acı bir gülümseme
Oysa benim babam böyle gülümsemezdi
Gözlerime acı acı bakıp
Hadi sen salona geç demezdi.
Hem nedense son zamanlarda babam çok öksürüyor
Annem çok ağlıyordu.
Annemin sessiz iç çekişleriyle uyanmaya başlamıştım
Ne çizgi filmleri seviyordum artık ne de barbie bebekleri
Babamın yüzü gülmüyor, annem hep ağlıyordu
Beş buçuk yaşındaydım.
Üstelik günler hiç geçmiyordu.
Herkes daha küçüksün derken altı yaşım bir türlü gelmiyordu.
Sabahları erken kalkıyorduk
Annem beni komşuya bırakıyor
Babamla yan yana yürüyüp kayboluyorlardı sokağın öbür başında
Oysa annem çalışmıyordu
Babam da erkenden niye nereye gider söylemiyordu
Pencerenin önünde dönüşlerini bekliyor.
Geldiklerini taa uzaktan görünce
Dünyalar benim oluyordu.
Sonra yaz geldi
Doğum günüme iki gün kalmıştı
Herkes ne istersin diyordu
Ben susuyordum
İçimden hiçbir şey istemek gelmiyordu.
Sonra ne olduysa o gece oldu.
O gece annemin sessiz hıçkırıkları depreme dönüştü sanki
Ben odamdan çıkarken içerden sesler geliyordu
Hem ev ne çok kalabalıktı
Halamlar ağlıyor, büyük annem ağıt yakıyordu.
Dedem kuran okuyor
Komşular beni tutuyordu
Nedense gözlerim bir an babamı aradı
Ama ev, evimiz çok kalabalıktı
Sanki babam bu kalabalıkta kayıptı
Ben baba dedim, babaa, babam
Anam yavrum dedi, sarıldı boynuma
Sanki yıllardır görmemiş gibi
Haykırdı sonra kızım iki gözüm
Babama ne oldu dedim
Yine cevap vermek yerine
Kadersizim, bahtı karalım benim
Anne babam dedi babam
Ben de ağlamaya başladım
Baban artık yok dedi
Baban öldü yavrum
Baban artık hiç öksürmeyecek
Anne ölüm ne demek? Öldü ne demek?
Ölmek nasıl bir şey anne dedim
Ben de deli gibi ağlıyordum
Kıyametin ucundaydım anlıyordum
Yani artık baban geceleri rahat uyuyacak dedi
Sonra bayıldı
Ben öleydim yavrum dedi büyük annem
Ölmüş babamın yorganına sarıldı
Babamın yüzünü zorla gösterdiler
Koştum sarıldım boynuna
Baba uyan dedim
Baba ne olur uyan
Uyan baba ben sensiz ne yaparım
Uyan da gülme istersen bana
Hem kime sokulurum akşam olunca
Baba uyan yarın doğum günüm benim
Baba, baba altı yaşıma giriyorum uyan
Hiçbir şey istemem söz
Gürültü yapmam, seni hiç üzmem
Söz baba, baba söz
Hadi bir gün daha dayan baba
Baba aç gözlerini hadi uyan
Uyan baba
Babamı doğum günümde toprağa verdik
Doğum günümü böyle kutladı babam,
Sigarasıyla çakmağı hala bende durur
O beni babamdan, babamı benden ayıran
Her doğum günümde beni hıçkırıklara boğan,
Küçücük dünyama kıyamet olup yağan
Baba, babam nerdesin
Nerdesiniz babalar
Babalar uyanın, uyanın babalar
O sigara dumanında yetimler büyümesin artık
Başka çocuklar yetim büyümesin artık
Başka şehirlerde, başka çocuklar

IHLAMURLAR ÇİÇEK AÇTIĞI ZAMAN
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n'olur takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

ÜŞÜME
Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde, işte seni sevmemek için de öyle
Seni sevmek için ne kadar söz varsa dilimde, seni yermek için sana, ermek için yok işte yok işte
Bir yalan uyduruyorum ben kendimce, kendime umutsuzluk, sana umut, yollarıma çaresizlik düşmüş eşkiya
Ben sana zehir zembelek bir suskunluğum ben sana gözlerinden vurulmuşum
Sana açılan kapıların üzerime kapanan sesinde ben seni değil kendimi kendimi unutmuşum
Yaraların kanayan damarlarına uykusuz gecelerimden kör sokaklar sürmüşüm
Ne mutlu bana ne mutlu en çok bir yıldız kayıyor biliyor musun?
Bir dilek tutuyorum işte ellerin oluyor tutunuyorum sana
Soluksuz bir sokak lambası altında şubata müebbet gözlerimi sunuyorum sana şubata müebbet gözlerimi anlasana anlasana
Seni sevmek için ne kadar sebep varsa içimde işte o kadar yalan uyduruyorum kendime o kadar yalan kime ne
Kendime yalanlarla tutunuyorsam kime ne
Kendimi sende unutuyorsam kime ne
Sende susuyor sende konuşuyorsam
Sende uyuyor sende uyanıyorsam
Vuruyorsam talan olan umudun mahzenine kendimi kime ne
Kime ne kendimi kanatıyorsam senin düşünde
Yalan ya da gerçek sen sen sakın gecesiz uykularında üşüme
Sakın üşüme ben üşüyorsam kime ne ben üşüyorsam kime ne kime ne

OĞLUMA
Dinle ahuzarım, kulak ver bana
Kalbimin sesini duyuver oğlum
Gidişin bağrımı buladı kana
Gel de şu ölümden cayıver oğlum
Kapkara kış ettin baharlarımı
Melekler dinliyor feryatlarımı
Seller gibi akan gözyaşlarımı
İçimde yangına sayıver oğlum
Hayalin gözümde, adın dilimde
Arayıp dururum seni her yerde
Arada sırada rüyama gel de
Yürekte yaremi sarıver oğlum
Dağ taş inliyor feryatlarımdan
Tad alamaz oldum yaz baharımdan
Eğer mümkünse çık mezarından
Gelip de koynuma giriver oğlum
Bilmem bilmem rahat mısın karanlık yerde
Yüreğim gark oldu olunmaz derde
O güzel başını kaldırıver de
Perişan halimi görüver oğlum
Hasret oldu bana güzel gülüşün
Zehretti hayatı ani ölüşün
Şuan ne haldeyim hele bi düşün
Düşün de elimden tutuver oğlum
Dizimde dermandın, gözümde ferdin
Ağlasam ağlardın, gülsem gülerdin
Neden ellerimi bırakıp gittin
Şimdi boşluktayım biliver oğlum
Felek vurdu suskun etti dilimi
Kopardı dalından gonca gülümü
Bu ayrılık yaman büktü belimi
Yetiş imdadıma koşuver oğlum
Kırk beşinde konan talih kuşumdun
Hem canım sevgilim, hem baboşumdun
Çok erken kaybolan mutluluğumdun
Yaktıkça bağrımı yakıver oğlum
Özledim sesini, tatlı dilini
Nakşettin beynime en son halini
Çaldın hayatımın paydos zilini
Şu benim hesabı kesiver oğlum
Her günümden iyi ettin dünümü
Gidişinle reva gördüm ölümü
Madem verdin bana idam hükmünü
Gel de şu ipini çekiver oğlum
Takdir Allah'ındır etmedim isyan
Lakin, lakin bu acıya dayanmıyor can
Sensiz bir hiçim ben derdime inan
Beni de yanına alıver oğlum
Beni de yanına alıver oğlum
Oğlum... oğlum

CİĞERİN YANSIN
Birikti uğrunda döktüğüm yaşlar,
Al götür vicdansız ruhun yıkansın...
Her günüm hasretin zulmüyle başlar,
Ahımı hak ettin, ciğerin yansın !
Bilseydim duyguya yer yok dininde,
El pençe durmazdım hain önünde...
Kapkara yas tuttum doğum günümde,
Neşemi yok ettin, ciğerin yansın !
Doğuştan sevgiye aşka meyildim,
Kimsenin lütfuna muhtaç değildim.
Bir sana diz çöktüm sana eğildim,
Canıma tak ettin, ciğerin yansın !
Sen ince ağrımdın veremdim sana...
Aleme haramdım, haremdim sana !
Aşkınla tutuşan keremdim sana,
Aslı'dan çok ettin ciğerin yansın !
Düşsem de kalkarım tutma elimden!
Gururum merhamet ummaz zalimden...
Beddua çıkmazdı şair dilimden,
Sabrımı tükettin, ciğerin yansın !
Sineni kaplasın bu onmaz yara,
Hayatın boyunca gölgemi ara!
Değil mi sen benim yüzümü kara,
Saçımı ak ettin ciğerin yansın !
Ciğerin yansın

TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022