Sohbet

2025 Mar 18 06:44:19
yusuf35: Ahmet Hatipoğlu - Kendi Sesinden Kendi Eserleri-2 2002 - 320 Kbps + Wav Kalite Güncellendi...   TIKLA

2025 Mar 07 21:33:49
yusuf35: Yarkın Türk Ritm Grubu - Hayy 2008 - 320 Kbps + Wav Kalite Güncellendi...   TIKLA

2025 Mar 02 16:37:30
yusuf35: Abdurrahman Önül - Hoşgeldin Ramazan 2025 - 320 Kbps Single Eserlere eklenmiştir   TIKLA

2025 Mar 02 16:31:46
yusuf35: Ahmet Özhan - İlahiyat-ı Kenan 2000 - 320 Kbps + Wav Kalite Güncellendi...   TIKLA

2025 Mar 01 01:02:50
koksal: Abdurrahman Önül - Hoşgeldin Ramazan 2025 - 320 Kbps ekleyebilirmisiniz lütfen? Cok tesekkürler

Welcome to Ilahi-Ezgi - Manevi Dünyanız. Please login or sign up.

23 Mart 2025, 08:16:43

Login with username, password and session length

Üye
  • Toplam Üye: 4,365
  • Latest: muaz
İstatistikler
  • Toplam İleti: 118,776
  • Toplam Konu: 13,907
  • Online today: 102
  • Online ever: 2,613
  • (21 Ocak 2020, 20:27:20)
Çevrimiçi Üyeler
Users: 2
Guests: 52
Total: 54
Uhud
münih
Google (3)

En Son Konular

Mehmet Kemiksiz - Âkif İklîmi Mehmet Akif Ersoy 2017

Başlatan Mehmedim, 07 Ocak 2018, 21:56:16

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mehmedim

Mehmet Kemiksiz - Âkif İklîmi Mehmet Akif Ersoy 2017 - 320 Kbps + Flac
69 / 00:04:10:34 / 573,54 MB - 1,62 GB





Mehmet Kemiksiz - CD - 1 Safahât'ten Besteler - 320 Kbps - Flac (15 / 44:51)
-------------------------------------------------------------------------------------------------
01 - Zülmü Alkışlayamam Zalimi Asla Sevemem  03:05
02 - On Dört Asır Evvel  04:37
03 - Bu Taşındır Diyerek Kabe'yi Diksem Başına  02:47
04 - Çık Ta Bir Seyret  02:03
05 - Viyolonsel Taksim  01:22
06 - Yanık Bağrında  03:07
07 - Nar-I Beyza  03:01
08 - Ben Böyle Bakıp Durmayacaktım  02:42
09 - Tanbur Taksim  02:42
10 - Şeyda-Yı Gâmım  02:03
11 - Müslümanlık Nerede  03:20
12 - Kemençe Taksim  02:12
13 - Ruhumun Senden İlahi  03:54
14 - Hepsi Göçmüş Hani Yoldaşların  03:47
15 - Ya Râb Ne Hatibdir  04:03





Mehmet Kemiksiz - CD - 2 Safahât'ten Besteler - 320 Kbps - Flac (14 / 50:53)
-------------------------------------------------------------------------------------------------
01 - Eşin Var Âşiyânın Var _ Acemaşiran Şarkı  05:37
02 - Korkma Sönmez _ Nevâ Marş  02:35
03 - Şu Boğaz Harbi Nedir _ Hüzzâm Mersiye  02:38
04 - Bakma Kabristanın Saha-I Medhûşuna _ Muhayyerkürdi İlahi  05:24
05 - Bir Zamanlar Bizde Millet _ Kürdi Marş  03:07
06 - Doksan Senelik Ömre İlâhi _ Râst Şarkı  04:16
07 - Ud Taksimi  03:04
08 - Kasr-I Gülşen _ Hüseyni Şarkı  04:09
09 - Beyaz Entarisiyle Kar Gibi Kız _ Hüseyni Türkü  03:19
10 - Ey Bülbül-I Ter Zebân-I İrfan _ Nevâ Marş  02:25
11 - Şühedâ Gövdesi Bir Baksana Dağlar Taşlar _ Hüzzâm Mersiye  06:36
12 - Ney Taksimi  01:26
13 - Yâ Râb Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı _ Sabâ İlahi  02:04
14 - Baksana Kim Boynu Bükük Ağlayan _ Mâhur Marş  04:04





Mehmet Kemiksiz - CD - 3 Safahât'ten Besteler - 320 Kbps - Flac (15 / 45:19)
-------------------------------------------------------------------------------------------------
01 - Yılmam Ölümden _ Mâhur Marş  04:05
02 - Ney Taksimi  01:17
03 - Şu Serilmiş Görünen Gölgeme İmrenmedeyim _ Râst Şarkı  03:58
04 - Artık Ey Millet-i Merhume Sabah Oldu Uyan _ Nevâ Marş  02:52
05 - Kemençe Taksim  01:36
06 - Ağlarım Ağlatamam _ Hüzzâm Şarkı  03:35
07 - Ya Râb Bizi Kahretme _ Hüseyni İlahi  04:35
08 - Ey Aslına İltihâk Eden Nûr _ Nihâvend Mersiye  02:30
09 - Balkan'ı Bildin mi _ Mâhur Marş  02:53
10 - Kanun Taksimi  01:36
11 - Yatarken Yerde İlhâdıyla _ Râst Şarkı  03:08
12 - Afâk Bütün Hande Cihân _ Neveser Bayrâmiyye  02:43
13 - Eyvâh Issız Diyâr-ı Dilber _ Hicâz Şarkı  03:48
14 - Yıllar Geçiyor Ki Yâ Muhammed _ Acemkürdi İlâhi  04:19
15 - Yurdunu Allah'a Bırak _ Nihâvend Marş  02:16





Mehmet Kemiksiz - CD - 4 Mehmet Akif'in Sevdiği Eserler - 320 Kbps - Flac (12 / 53:05)
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
01 - Hicaz Peşrevi  04:53
02 - Ey Rahmeti Bol Padişah _ Hicaz İlahi  04:13
03 - Doldur Getir Ey Saki _ Segah Şarkı  02:54
04 - Ben Yürürem Yane Yane _ Segah İlahi  04:45
05 - Gözüm Ki Kane Boyandı _ Hüzzam İlahi  02:23
06 - Ben Melamet Hırkasını _ Uşşak Nefes Haydar Haydar  07:48
07 - Bu Akl Ü Fikr İle Mevla Bulunmaz _ Uşşak İlahi  07:11
08 - Seni Ben Severim Candan İçerü _ Hüseyni İlahi  03:41
09 - Şimşir-i Nigahınla Vuruldum _ Hüseyni Şarkı  03:39
10 - Hicran Destanı _ Hicaz İlahi  03:33
11 - Bir Muazzam Padişahsın Ki Kulundur Cümle Şah _ Şevkütarab Tevşih  03:15
12 - Ya Rab Bize Tevkini Gönder  04:45





Mehmet Kemiksiz - CD - 5 Milli Mücâdele Türküleri - 320 Kbps - Flac (13 / 56:26)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
01 - İstiklal Marşı  04:11
02 - Bu Vatan Kimin _ Kürdi Marş  05:08
03 - Çanakkale İçinde Vurdular Beni _ Hüseyni Türkü  04:57
04 - Havada Bulut Yok _ Yemen Türküsü  07:07
05 - Çanakkale Derler Yeşil Gavaklı _ Hüseyni Çanakkale Ağıdı  04:09
06 - Şafak Söktü Tan Yerleri Atıyor _ Hüseyni Ağıt  03:14
07 - Yavru Şahin Gibi Buradan Uçtu _ Segah Ağıt  06:19
08 - Yine De Şahlanıyor _ Hicaz Serhat Türküsü  03:30
09 - Hücum Demiş Alaman'ın Zabiti _ Hüseyni Çanakkale Ağıdı  05:34
10 - Bitlis'te Beş Minare _ Saba Türkü  02:40
11 - Savlet Etmişti Çanakkal'aya Bahr Ü Berden _ Mahur Marş  04:29
12 - Mahur Cenk Marşı  02:05
13 - Sala _ Dilkeşhaveran Makamında  02:56

[hide thanked=1]



Mehmet Kemiksiz - Âkif İklîmi Mehmet Akif Ersoy 2017 - 320 Kbps




Mehmet Kemiksiz - Âkif İklîmi Mehmet Akif Ersoy 2017 - Flac


[/hide]

hak aşığı



82_yusuf

Herşey Gönlünce Olsun......

Efendi




Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker, Bu ilahi ordu dinimi bekler, Allahu Ekber, Allahu Ekber.

cennet vadisi


serdar7


Z.Abidin

http://www.davetradyo.com.tr
        Dinlerken Dinlenin...

erkandyk23



kardelen01

ALLAH (C.C.) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler.
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık.

emrekrs

Allah razı olsun emeqinize saqlık teşekkürler
كُنْ فَيَكُونُ

erten86

Allah (C.c.) Tüm Müslümanlardan Razı Olsun İnşaallah...


kardelen01

Alıntı yapılan: Mehmedim - 13 Ocak 2020, 22:33:03
1.2. ve 3. cdler 320 Kalitesinde Güncellendi
ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık


kardelen01

#16
Alıntı yapılan: Mehmedim - 01 Mart 2020, 08:46:32Albümler 320 Kalitesinde Güncellenmiştir
ALLAH (C.C) Razı Olsun kardeşim.
Paylaşım İçin Teşekkürler
Ellerinize ve  Emeklerinize Sağlık

43Kütahya


MEKKE FM

Emeği Geçenlerden ALLAH Razı ve Memnun Olsun...
☾☆ Mekke'ye Hasret Gönüller İçin, MEKKE FM ☆☽

owner  :  http://mekkefm.com/
owner  :  http://cansuyufm.com/
mail     :  mekkefm@msn.com
Merkez :  Sakarya

HARUN



hakansen967

CD-2 ESERLERİ
EŞİN VAR AŞİYANIN VAR
Eşin var, âşiyânın var, bahârın var, ki beklerdin;
Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin?
O zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;
Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun.
Bugün bir yemyeşil vâdî, yarın bir kıpkızıl gülşen,
Gezersin, hânümânın şen, için şen, kâinâtın şen.
Hazansız bir zemîn isterse, şâyed rûh-i ser-bâzın,
Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkûm-i pervâzın.
Değil bir kayda, sığmazsın -kanatlandın mı- eb'âda;
Hayâtın en muhayyel gâyedir ahrâra dünyâda.
Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perîşandır?
Niçin bir damlacık göğsünde bir umman hurûşandır?
Hayır, mâtem senin hakkın değil... Mâtem benim hakkım:
Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!
Tesellîden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda;
Bugün bir hânümansız serserîyim öz diyârımda!
Ne hüsrandır ki: Şark'ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
Serâpâ Garb'a çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
Hayâlimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu,
Salâhaddîn-i Eyyûbî'lerin, Fâtih'lerin yurdu.
Ne zillettir ki: Nâkùs inlesin beyninde Osmân'ın;
Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın!
Ne hicrandır ki: En şevketli bir mâzî serâb olsun;
O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden Yıldırım Hân'ın;
Şenâ'atlerle çiğnensin muazzam kabri Orhan'ın!
Ne haybettir ki: Vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânümanlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüzbinlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!

KORKMA SÖNMEZ
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak...
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.

ŞU BOĞAZ HARBİ NEDİR
Şu Boğaz Harbi nedir?
Var mı ki dünyada eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

BAKMA KABRİSTANIN SAHAI MEDHÜŞUNA
Bakma kabristanın ancak saha-i medhuşuna,
Dur da bir müddet kulak ver nale-i hamuşuna!
Kalbi hiç benzer mi bak sima-yı heybet-püşuna?
Kim ki dalmıştır hayatın seyl-i çuşa-çuşuna,
Can atar, bir gün gelir, yorgun düşüp aguşuna!
Ey mezaristan, ne alemsin, ne yüksek fıtratın!
Sende pinhan en güzin evladı insaniyyetin;
Senden istimdad eder feryadı ye'sin, haybetin.
Bir yığın göz nurusun, yahud muhammer tıynetin,
Ruh-i pakinden coşan gözyaşlarından milletin!

BİR ZAMANLAR BİZDE MİLLET
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyâya milleyet nedir öğrenmişiz!
Kapkaranlıkken bütün âfâkı insâniyyetin,
Nûr olup fışkırmışız tâ sînesinden zulmetin;
Bir taraftan dinimiz, ahlâkımız, irfanımız;
Bir taraftan seyre makrun adlimiz, ihsanımız;
Yükselip akvamı almış fevc fevc aguşuna;
Hepsi dalmışvahdetin aheng-i coşkusuna.
Emr-i bil ma'ruf imiş ihvan-ı İslam'ın işi;
Nehy edermiş, bir fenalık görse, kardeş kardeşi.
Kimse haksızlıktan etmezmiş tegafül ihtiyar;
Ferde raci 'sadmeden efrad olurmuş lerzedar.

DOKSAN SENELİK ÖMRE İLAHİ
Doksan senelik ömre, İlâhî, bu mu gâyet?
Bilmem ki ne âlem bu cedelgâh-ı maîşet !
Korkunç oluyor böyle hakîkatleri, gerçek,
Sa'dî gîbî bîr asr-ı fazîletten îşîtmek
Sa'dî o kadar felsefesiyle, hüneriyle,
Fikrindeki hürriyet-i fevka'l-beşeriyle
Esbâb-ı maîşet denilen kayda girerse,
Yâd etmesin âzâdeliğin nâmını kimse.

UD TAKSİMİ
Sözsüz enstrümantal eserdir.

KASRI GÜLŞEN
Kasr-ı Gülşen'sin evet, lâkin gönüller şen değil.
Durduğum, mâzîne hürmet, yoksa neşvemden değil.
Var mı loş sînende cânandan kalan nûr izleri?
Ey yeşil yurt, istenen senden odur, sînen değil...

BEYAZ ENTARİSİYLE KAR GİBİ KIZ
Beyaz entarisiyle kar gibi kız,
Sanki Cennet'ten inme zade-i hür;
Kuşanıp bir nitak-ı hürriyyet
Geziyor hak-danı dura-dur
Hale-dar eyleyince bedri şafak
Bu kadar dil-nişin olur ancak.
Ya şu oğlan, şu tostopaç afacan
Ki fezalar gelir süruruna dar;
Taşıyor sanki sığmıyor kabına
Kendisinden büyük de bayrağı var!
Geçti mazi denen o devr-i melal,
Haydi feth et: Senindir istikbal.

EY BÜLBÜLİ TER ZEBANI İRFAN
Ey bülbül-i ter-zebân-ı irfan,
Dem-beste nevâlarınla vicdan
Hem safvet-i rûh olan o âvâz
Oldukça harîm-i canda dem-sâz ,
Ey nûr-ı mübîni Kibriyâ'nın,
Sînem olamaz mı âsûmânın?
Gökler mi bütün karârgâhın?
Hiç yerlere uğramaz mı râhın ?

ŞÜHEDA GÖVDESİ BİR BAKSANA DAĞLAR TAŞLAR
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

NEY TAKSİMİ
Sözsüz enstrümantal eserdir.

YA RAB BU UĞURSUZ GECENİN YOK MU SABAHI
Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
'Yandık! 'diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!
Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında
Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında
Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm!
Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i
En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i
Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın
Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın
Emvâcı hurûş-âver olurken melekûta
Çan sesleri boğsun da gömülsün mü sükûta?
Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet
Teslîs ile çöksün mü bütün âleme zulmet?
Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman
Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?
Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin
Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?
İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?
Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?
Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ
Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?
Lâ yüs'ele binlerce sual olsa da kurbân;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân!
Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık
Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın
Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi
Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!
Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!
En kanlı şenâatle kovulmuş vatanından
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!
İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Nâ-hak yere feryâd ediyor: Âcize hak yok!
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!

BAKSANA KİM BOYNU BÜKÜK AĞLAYAN
Baksana kim boynu bükük ağlayan?
Hakk-ı hayâtın senin ey müslüman!
Kurtar o bîçâreyi Allâh için,
Artık ölüm uykularından uyan!
Bunca zamandır uyudun, kanmadın;
Çekmediğin kalmadı, uslanmadın.
Çiğnediler yurdunu baştan başa,
Sen yine bir kerre kımıldanmadın!
Ninni değil dinlediğin velvele...
Kükreyerek akmada müstakbele,
Bir ebedî sel ki zamandır adı;
Haydi katıl sen de o coşkun sele.
Karşı durulmaz, cereyan sîne-çâk...
Varsa duranlar olur elbet helâk.
Dalgaların anlamadan seyrini,
Göz göre girdâba nedir inhimâk?
Dehşet-i mâzîyi getir yâdına;
Kimse yetişmez yarın imdâdına.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evlâdına?
«Ben onu dünyâya getirdim...» diye,
Kalkışacaksın demek öldürmeye!
Sevk ediyormuş meğer insanları,
Hakk-ı übüvvet de bu cânîliğe!
Doğru mudur ye's ile olmak tebâh?
Yok mu gelip gayrete bir intibâh?
Beklediğin subh-i Kıyâmet midir?
Gün batıyor, sen arıyorsun sabâh!
Gözleri mâzîye bakan milletin,
Ömrü temâdîsi olur nekbetin.
Karşına müstakbeli dikmiş Hudâ,
Görmeye, lâkin daha yok niyyetin!
Ey koca Şark, ey ebedî meskenet!
Sen de kımıldanmaya bir niyyet et.
Korkuyorum, Garb'ın elinden yarın,
Kalmayacak çekmediğin mel'anet.
Hakk-ı hayâtın daha çiğnenmeden,
Kan dökerek almalısın merd isen.
Çünkü bugün ortada hak sâhibi,
Bir kişidir: «Hakkımı vermem! » diyen.

hakansen967

CD-1 ESERLERİ
ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM ZALİMİ ASLA SEVEMEM
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?

ON DÖRT ASIR EVVEL
On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler,
Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!
Nerden görecekler, göremezlerdi tabii;
Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi,
Bir kerede, mamure-i dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi.
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin.
Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi.
Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!
Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.
Dünya neye sahipse, O'nun vergisidir hep;
Medyûn ona cemiyyeti, medyûn O'na ferdi.
Medyûndur o mâsuma bütün bir beşeriyyet
Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.

BU TAŞINDIR DİYEREK KABE'Yİ DİKSEM BAŞINA
Bu taşındır diyerek kabeyi diksem başına,
Ruhumun vahyini duysamda geçirsem taşına.
Sonra gök kubbeyi alsam da rida namıyla,
Kanıyan lahdine çeksem bütün ecramıyla.
Ebr-i lisanı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandili süreyyayı uzatsam oradan .
Sen bu avizenin altında bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına.
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem,
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem
Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana,
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

ÇIK DA BİR SEYRET
Çık da bir seyret bahârın cûş-i rengâ-rengini;
Nefh-i Sûr´un dinle mevcâ-mevc olan âhengini!
Bir yeşil kan, bir yeşil can yağdırıp, kudret, yere:
Yemyeşil olmuş, fezâ, gömgök kesilmiş dağ, dere.
En kısır toprak doğurmuş, emzirir birçok nebat;
Fışkırır bir damlacık ottan, tutup sıksan, hayat!
Dün, kemikten külçe hâlindeydi her çıplak fidan;
Bak: Ne sağlam kan, bugün, dolgun yüzünden damlayan!
Dün, kudurmaktaydı ormandan cahîmî bin zefir;
Aşiyan tutmuş, bugün, her dalda perran bir safir!
Dün, nigeh-bânıydı milyarlarca zî-rûhun sübât;
Silkinip çıkmış o mahbesten, bugün, bir kâinât.
Dün, ne mâtemdeydi âlem! Yer hazin, gökler hazin;
Sûr-i fıtrattır bugün: Fıtrat bugün sahrâ-güzin!
İşlemiş kırlarda yer yer kudretin feyyâz eli,
Öyle yapraklar ki sun´undan: Gidip bir görmeli!
Öyle amma, gördüğüm elvâh-ı şevkin rağmine,
Bende hâlâ zevke benzer duygu yok, hâlâ yine!
Bir değil, yüz bin bahâr indirse hattâ âsüman;
Hiç kımıldanmaz benim rûhumda kök salmış hazan!
Dem çeker bülbül... Benim beynimde baykuşlar öter!
Sonra, karşımdan geçer bir bir, yıkılmış lâneler!
Âşinâlık yok hayâlin konsa en bildik yere,
Yâd ayaklar çiğniyor: Düşmüş vatan yâd ellere!
Başka ses bilmem, muhîtimden enîn eyler huruş;
Beklerim dinsin bu mâtem, beklerim, olmaz hamûş!
Âh! Tek bir âşiyandan bin yetîmin nâlesi,
Yükselirken, dinleyen insan mıdır bülbül sesi?
Duygusuz olmak kadar dünyâda lâkin derd yok;
Öyle salgınmış ki mel´un: Kurtulan bir ferd yok!
Kendi sağlam... Hissi ölmüş, rûhu ölmüş milletin!
İşte en korkuncu hüsrânın, helâkin, haybetin!
Ey, ölüm renginde topraktan hayat i´lâ eden,
Bir yığın toprak da olsak sâde çiğnenmek neden?
Başka tıynetler mi hep şâyân ola ihsânına?
Âh, yükselsem de, bir düşsem senin dâmânına!
Bir nesî ister kımıldanmak için canlar bugün;
Bir nesîm olsun, İlâhî... Canlanır kanlar bütün.
Nev-bahârın rûhu etsin bir de bizlerden zuhûr...
Yoksa, artık Sûr-i İsrâfil´e kalmıştır nüşûr!

VİYOLONSEL TAKSİM
Sözsüz enstrümantal eserdir.

YANIK BAĞRINDA
Yanık bağrında, yıllardır, kanar mızrâbının yâdı,
Gel ey bîçâre Şark'ın, Şark'a küsmüş evlâdı.
Zaman ıssız, mekân ıssız, görünmez kimse meydanda,
Gel ey dâhi-i gâib san'atın pek bîkes arkanda
Bütün cevvinde ölgün ruhu inler bir derin ye'sin,
Bu vîran kubbe yüksek bir figân ister ki ses versin.
Evet, yüksek, senin ûdun kadar yüksek figân ister.
Gel ey Dâvûd-ı san'at Sûr-ı Mahşer'den nevâ göster!
Uyansın, gel ki, mızrâbınla Şark'ın dalgın eb'âdı,
Kıyâmetler koparsın, her telin bir sesle feryâdı.
Turâb olmuş emeller silkinip çıksın mezârından;
Hayât emvâcı fışkırsın muhitin rûh-ı zârından.
Gönüller cezbelensin, cezbeler Mevlâ'ya tırmansın,
Fezâlar kudretin "Lebbeyk" tûfânıyla çalkalansın.
Gel ey Peygamber'in fevka'l-beşer fıtratta evlâdı,
Bugün, bîçâre san'at bekliyor, bir senden imdâdı.
Gezen lâkayd ayaklardır bugün kudsî harîminde,
Nasıl nâ-mahrem izler var görürsün Şark'a bir in de.
Melez, soysuz, şerefsiz parçalardan başka şey yok hiç;
Ne düşkün zevk-i millî; besteler piç, sâh-eserler piç.
Asâlet rûhu bin fetretle sarsılmış, harâb olmuş,
Yürekler çöl kesilmiş, duygular yer yer serâb olmuş,
Bu çöl, tûfanlar ister cevv-i san'attan ki ürpersin,
Sen ey dâhîsi Şark'ın, yoksa bir yağmur mu beklersin?
O müdhîs ûdunun birden çakıp göğsünde bin mahşer,
Denizler püsküren her nevhadan yağmazsa şimşekler,
Bu zulmetler kımıldanmaz, bu kavrulmuş zemin kanmaz;
Nasıl kansın ki vâdî öğle yağmurlarla ıslanmaz.
Ne terler döktü, alnından Büyük Cedd'in, ne uğraştı,
O terler ki serpildikçe kumdan vâhalar taşdı.
Bütün gözler kararmışken behîmiyyetle, küfranla,
Nasıl yükseldi yurdun kalbi lâhûtî bir îmanla.
Nasıl fışkırdı ümmî sînelerden öyle hisler ki,
Hayâl etmezdi insâniyyetin bîçâre idrâki.
Zaman artık senin... Gel sen de yükselt öyle bir vâha,
Bu ıssız çölde hâib inleyen binlerce ervâha.
Gel ey Peygamber'in fevka'l-beser fitratta evlâdı,
Uyansın, gel ki, mizrâbınla Şark'in dalgın eb'âdı.

NARI BEYZA
Nâr-ı beyzâ mı nedir, öğle zamânında güneş?
Tepesinden döküyor beynine âfâkın ateş!
Yıldırım yağmuru şeklinde inen huzmesine,
Siper olmuş yanıyor çöldeki çıplak sîne.
San'atin sırrını ressâm-ı ezelden okuyan;
Rûh-i ma'sûmu bütün hilkati kendinde duyan;
Şimdi yerlerde şafak, şimdi bulutlarda bahar,
Şimdi tûfân-ı ziyâ, şimdi köpük, şimdi buhar,
Şimdi, mahmûr-i tefekkür, uzanan enginler,
Şimdi yalçın kayalar, şimdi oyulmuş inler,
Şimdi dalgın dereler, şimdi zılâl ummânı,
Şimdi bir vâha çizen; şimdi bütün elvânı,
Toplayıp mâvi elekten geçirirken, üryan
Kumların üstüne bin türlü bedâyi' dokuyan,
O güzel sîne, o çöl, şimdi ne korkunç oluyor:
Bir cehennem ki uzanmış, dili çıkmış, soluyor!
Ne zemîninde sezersin, ne fezâsında hayat;
Âh bir reng-i hayât olsa da görsem... Heyhat!
Benzi külden de uçuk... Nerde o masmâvi semâ?
Yine bîçârenin üstünde o müzmin hummâ!
Yorulup titremeden, sanki, dalarken mahmûm,
Gizli nevbet gibi nerdense çıkıp şimdi semûm,
Deşiyor bağrını cevvin, eşiyor, aktarıyor;
O zaman işte muhîtâtı alevler tarıyor;
Bir avuç gölgeyi minnetle veren kuytuların,
Yalıyor, parçalıyor göğsünü binlerce fırın!
Ne soluk var, ne de ses... Bâdiyenin hâli harab!
Çağlıyor sâde ufuklardaki âvâre serab;
Bir de çan seslerinin dalgalanan tekrârı.
Geceden girdiği dehşetli mugaylân-zârı,
Gündüzün geçmek için kàfile olmuş develer,
Eğrilip büğrülerek, yangına düşmüş ejder
Izdırâbıyle, ne müz'ic uzanıp kıvranıyor!
İniyorken yanıyor, tırmanıyorken yanıyor.
Ya o sırtındaki yüzlerce heyûlâ-yı beşer,
Âteşîn dalgalar üstünde yüzen bir mahşer,
Ki bu enginleri tayyetmek için çalkanarak,
Gidiyor bulmaya, heyhât, yeşil bir toprak!
Yok mu, ey bağrı yanık çöl! Ebedî pâyânın?
Nerdedir vâhası, yâ Rab, bu serâbistânın?
Necd'in a'mâkına dalmış, iki aydan beridir,
Koca bir kàfile Mecnun gibi hâib, hâsir,
Koşuyor, merhamet et, bâdiyeden bâdiyeye,
Görürüm, bir gün olur «Hayme-i Leylâ»yı diye!
Ne devâm etmeye tâkat, ne karâr etmeye yer;
Bir ılık gölge, İlâhî... O da olmazsa eğer,
Kalmıyor sâhil-i maksûda vusûl imkânı.

BEN BÖYLE BAKIP DURMAYACAKTIM
Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,
İslâm'ı uyandırmak için haykıracaktım.
Gür hisli, gür îmanlı beyinler, coşar ancak,
Ben zâten uzun boylu düşünmekten uzaktım!
Haykır! Kime, lâkin? Hani sâhipleri yurdun?
Ellerdi yatanlar, sağa baktım, sola baktım;
Feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum,
Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.

TANBUR TAKSİMİ
Sözsüz enstrümantal eserdir.

ŞEYDAYI GAMIM
Şeydâ-yı gamım beste-i zencîr-i hevâyım
Uşşâka şu halim ile ben gıbta-fezâyım
Mahv eyledin ey âfet-i can akl ü şu'ûrum
Allâhım bilir garka-i seylâb-i kazâyım

MÜSLÜMANLIK NEREDE
Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir;
İstemem, dursun o payansız mefahir bir yana...
Gösterin ecdada az çok benziyen kan bana!
İsterim sizlerde görmek ırkınızdan yadigar,
Çok değil, ancak Necip evlada layık tek şiar.
Varsa şayet, söyleyin, bir parçacık insafınız:
Böyle kansız mıydı -haşa- kahraman ecdadınız?
Böyle düşmüş müydü herkes ayrılık sevdasına?
Benzeyip şirazesiz bir mushafın eczasına,
Hiç görülmüş müydü olsun kayd-i vahdet tarumar?
Böyle olmuş muydu millet canevinden rahnedar?
Böyle açlıktan boğazlar mıydı kardeş kardeşi?
Böyle adet miydi bi-perva, yemek insan leşi?
Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan...
Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan! ...
"His" denen devletliden olsaydı halkın behresi:
Payitahtından bugün taşmazdı sarhoş naresi!
Kurt uzaklardan bakar, dalgın görürmüş merkebi.
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi.
Lakin, aşk olsun ki, aldırmaz otlarmış eşek,
Sanki tavşanmış gelen, yahut kılıksız köstebek!
Kâr sayarmış bir tutam ot fazla olsun yutmayı...
Hasmı, derken, çullanırmış yutmadan son lokmayı! ...
Bu hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin usluba sok:
Halimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.
Burnumuzdan tuttu düşman; biz boğaz kaydındayız;
Bir bakın: hala mı hala ihtiras ardındayız!
Saygısızlık elverir... Bir parça olsun arlanın:
Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmanın!
Davranın haykırmadan nakus-u izmihaliniz...
Öyle bir buhrana sapmıştır ki, zira, halimiz:
Zevke dalmak söyle dursun, vaktiniz yok mateme!
Davranın zira gülünç olduk bütün bir aleme,
Bekleşirken gökte yüz binlerce ervah, intikam;
Yerde kalmış, naşa benzer kavm için durmak haram! ...
Kahraman ecdadınızdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa, istikbalinizden korkulur, pek korkulur.

KEMENÇE TAKSİM
Sözsüz enstrümantal eserdir.

RUHUMUN SENDEN İLAHİ
Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli:
Değmesin ma'bedimin göğsüne na-mahrem eli;
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.

HEPSİ GÖÇMÜŞ HANİ YOLDAŞLARIN
Hepsi göçmüş,hani yoldaşlarının hiçbiri yok!
Sen mi kaldın, yanlız kafileden böyle uzak?
Postu sermekse meramın yola serdirmezler;
Hadi,gölgenle beraber silinip gitmene bak

YA RAB NE HATİBDİR
Yâ Rab ne hatîbdir ki makber:
İnsanlara en derin meâli,
Bir vahy-i bülend kudretiyle
Telkîn ediyor lisân-ı hali!
Ondan da alınmıyorsa ibret,
Yok bir daha almak ihtimâli!
Binlerce vücûd-i nâzenînin
Bir servi hayâl-i yâl ü bâli.
Binlerce ser-i semâ-güzînin
Bir kabza türâb olur zevâli.
Her seng-i mezâr bin hayâtın
Fânîlere karşı infiâli.
Görsün de bu inkılâbı insan,
Dehrin nedir anlasın kemâli!
Zâir bu hakâikin önünde
Hâlâ mı bırakmadın hayâli?

TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022