Sohbet

2024 Nov 17 19:35:37
yusuf35: Ziya Uğur - Hacı Bayram-ı Veli 2017 - 320 Kbps + Flac Kalite Eklendi   TIKLA

2024 Nov 10 23:45:06
yusuf35: Mustafa Aksoy - Hep Birşeyler Var 2005 - 320 Kbps + Wav Olarak Eklenmiştir...  TIKLA

2024 Nov 06 07:14:02
yusuf35: Mustafa Özoruç - Sarmaşık 1993 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 04 13:27:25
yusuf35: Ozan Yusuf Polatoğlu - Beyaz Hüzün 2010 - 320 Kbps + Wav Kalite Eklenmiştir  TIKLA

2024 Nov 03 12:14:32
yusuf35: Berk Özbek - Türkiye'nin Tenoru'ndan İlahiler 2024 - 320 Kbps + Flac Eklendi  TIKLA

Welcome to Ilahi-Ezgi - Manevi Dünyanız. Please login or sign up.

23 Kasım 2024, 01:24:35

Login with username, password and session length

Üye
  • Toplam Üye: 4,298
  • Latest: mdeniz
İstatistikler
  • Toplam İleti: 118,458
  • Toplam Konu: 13,897
  • Online today: 626
  • Online ever: 2,613
  • (21 Ocak 2020, 20:27:20)
Çevrimiçi Üyeler
Users: 3
Guests: 537
Total: 540

En Son Konular

Uğur Işılak - Bir Vatan Şairi Mehmet Âkif Ersoy 2021

Başlatan Mâh-ı Tâbânım, 08 Ekim 2022, 15:17:09

« önceki - sonraki »

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Uğur Işılak - Bir Vatan Şairi Mehmet Âkif Ersoy 2021 - 320 Kbps
8 / 00:27:55 / 70,5 MB



Uğur Işılak - Bir Vatan Şairi Mehmet Âkif Ersoy 2021 - 320 Kbps (8 / 27:55)
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Uğur Işılak - 01 Cenk Şarkısı 04:01
Uğur Işılak - 02 Şark 03:22
Uğur Işılak - 03 Cehennem Olsa Gelen 04:11
Uğur Işılak - 04 Umar Mıydın 03:24
Uğur Işılak - 05 Zulmü Alkışlayamam 03:49
Uğur Işılak - 06 Azimden Sonra Tevekkül 03:07
Uğur Işılak - 07 Uyan 03:17
Uğur Işılak - 08 Bir Gece (Şiir) 02:40


[hide thanked=1]



Uğur Işılak - Bir Vatan Şairi Mehmet Âkif Ersoy 2021 - 320 Kbps


Uğur Işılak - Bir Vatan Şairi Mehmet Âkif Ersoy 2021 - 320 Kbps


[/hide]



Emeği geçenlerden Allah razı olsun


Sessizlik; söyleyecek sözü olmayanın değil, boş lafta gözü olmayanın işidir
http://merhametfm.blogspot.com.tr/

ALLAH (cc) Razı Olsun. Güzel albümler için, Emekleriniz için, Sizlere sonsuz teşekkürler.
GÜLLERE VURGUNUM, GÜLLERE SEVDALI.

Allah razı olsun Emeğinize sağlık çok Teşekkür ederim

CENK ŞARKISI
Yurdunu Allah'a bırak, çık yola; "cenge" deyip çek ki vatan kurtula.
Böyle müyesser mi gazâ her kula haydi levend asker, uğurlar ola haydi
Yolun açık olsun uğurlar ola haydi
****
Ey sürüden arkaya kalmış yiğit arkadaşın gitti, yetiş sen de git.
Bak ne diyor, cedd-i şehidin, işit: haydi levend asker, uğurlar ola haydi
Yolun açık olsun uğurlar ola haydi
****
Yerleri yırtan sel olup taşmalı dağ demeyip, taş demeyip aşmalı!
Sendeki coşkunluğa el şaşmalı haydi levend asker, uğurlar ola haydi
Yolun açık olsun uğurlar ola haydi

ŞARK
"Ne gördün, Şark'ı çok gezdin? " diyorlar. Gördüğüm yer yer
Harap iller, serilmiş hânümanlar, başsız ümmetler,
Yıkılmış köprüler, çökmüş kanallar, yolcusuz yollar,
Buruşmuş çehreler, tersiz alınlar, işlemez kollar;
Bükülmüş beller, incelmiş boyunlar, kaynamaz kanlar.
Düşünmez başlar, aldırmaz yürekler, paslı vicdanlar;
Ipıssız âşiyanlar; kimsesiz köyler; çökük damlar;
Emek mahrumu günler; fikr-i ferdâ bilmez akşamlar!..
Geçerken, ağladım geçtim; dururken ağladım durdum;
Duyan yok, ses veren yok, bin perîşan yurda başvurdum.
Serilmiş sineler, kâbusu artık silkip üstünden.
"Hayat elbette hakkımdır!" desin, dünya "değil! " derken...
****
Şu zâirsiz bucaklar mıydı vahdâniyyetin yurdu?
Bu kumlardan mı, Allah'ım, nebîler fışkırıp durdu?
Haremler, Beyt-i Makdisler bu topraktan mı yoğruldu?
Bu vâdiler mi dem tuttukça bihûş etti Dâvûd'u?
Hirâ'lar, Tûr-u Sinâ'lar bu âfâkın mı şehkârı?
Bu taşlardan mı, yer yer, taştı Rûh-ullah'ın esrârı?
İrem'ler, Sûr-u Bâbil'ler semâ-peymâ değil miydi?
O mâziler, İlâhi, bir yıkık rüyâ mıdır şimdi?
Geçerken, ağladım geçtim; dururken ağladım durdum;
Duyan yok, ses veren yok, bin perîşan yurda başvurdum.
Serilmiş sineler, kâbusu artık silkip üstünden.
"Hayat elbette hakkımdır!" desin, dünya "değil! " derken...

CEHENNEM OLSA GELEN
Düşer mi tek taşı, sandın, harim-i namusun?
Meğerki harbe giren son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa;
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa;
Değil mi sinede birdir vuran yürek... Yılmaz!
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz!
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!
****
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa;
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa;
Değil mi sinede birdir vuran yürek... Yılmaz!
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz!
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!

UMAR MIYDIN
Umar mıydın: Tavanlar yerde yatsın, rahneden bitap?
Eşiklerden yosun bitsin, örümcek bağlasın mihrap?
Civarın, manzarın, cevvin, muhitin, her yerin matem;
Kulak ver: Çarpıyor bir matemin kalbinde bin âlem!
Samimi yaşlarından coştu ruhum, hercümerc oldu;
Fakat, matem halâs etmez cehennemler saran yurdu.
İlâhî! Bir müeyyed, bir kerîm el yok mu, tutsun da,
Çıkarsın Şark'ı zulmetten, götürsün fecr-i maksûda?
****
Vefa yok, ahde hürmet hiç, emanet lâfz-ı bî-medlûl;
Yalan râic, hıyanet mültezem her yerde, hak meçhul.
Yürekler merhametsiz, duygular süflî, emeller hâr;
Nazarlardan taşan ma'nâ ibâdullâhı istihkàr.
Samimi yaşlarından coştu ruhum, hercümerc oldu;
Fakat, matem halâs etmez cehennemler saran yurdu.
İlâhî! Bir müeyyed, bir kerîm el yok mu, tutsun da,
Çıkarsın Şark'ı zulmetten, götürsün fecr-i maksûda?

ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki! -Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
****
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki! -Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.

AZİMDEN SONRA TEVEKKÜL
Üç kıt 'ada, yer yer, kanayan izleri şahid:
Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid.
Sen ''Allah'a dayandım! '' diye çıkma yataktan...
Ma'na-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nadan!
Dersen ki ufuklarda bir aydınlık uyansın
Maziye ateş vermeli bir baştan bir başa yansın
Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu;
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
****
Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da;
Fakat maziyi, fakat yıkmaya kalkışma bu yolda.
Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha:
Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha!
Dersen ki ufuklarda bir aydınlık uyansın
Maziye ateş vermeli bir baştan bir başa yansın
Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu;
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?

UYAN
Bunca zamandır uyudun, kanmadın;
Çekmediğin kalmadı, uslanmadın.
Çiğnediler yurdunu baştan başa,
Sen yine bir kerre kımıldanmadın!
Ninni değil dinlediğin velvele...
Kükreyerek akmada müstakbele
Bir ebedî sel ki zamandır adı;
Haydi katıl sen de bu coşkun sele.
****
Dehşet-i maziyi getir yâdına;
Kimse yetişmez yarın imdadına.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evlâdına?
Ey koca Şark, ey ebedî meskenet!
Sen de kımıldanmaya bir niyyet et.
Korkuyorum Garb'ın elinden yarın,
Kalmayacak çekmediğin mel'anet.

BİR GECE
On dört asır evvel yine böyle bir geceydi
Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi
Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler
Kaç bin senedir hâlbuki bekleşmedelerdi
Nerden görecekler göremezlerdi tabi
Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi
Bir kere de ma'mure-i dünya o zamanlar
Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta
Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin
Salgındı bugün Şark'ı yıkan tefrika derdi
Derken büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi
Bir nefhada kurtardı insanlığı o masum
Bir hamlede kayserleri kisraları serdi
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi
Zulmün ki, zeval akılına gelmezdi, geberdi
Âlemlere rahmetti evet şer-i mübini
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dünya neye sahipse onun vergisidir hep
Medyun O'na cemiyeti medyun O'na ferdi
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet
Ya Rab! Ya Rab! Bizi mahşerde bu ikrar ile haşret

TinyPortal 2.2.2 © 2005-2022