Grup Düşünce - Güneş Ne Zaman Doğacak 1992
13 / 00:00:45:32 / 41,69 MB
(https://filedn.com/lmqM7CTHfO9ufKCf28vrtim/G/Grup%20D%C3%BC%C5%9F%C3%BCnce/Grup%20D%C3%BC%C5%9F%C3%BCnce%20-%20G%C3%BCne%C5%9F%20Ne%20Zaman%20Do%C4%9Facak%201992.jpg)
Grup Düşünce - Güneş Ne Zaman Doğacak 1992 (13 / 45:32)
--------------------------------------------------------------------------------
Grup Düşünce - 01 Kürşad Marşı 05:14
Grup Düşünce - 02 Güneş Ne Zaman Doğacak 03:19
Grup Düşünce - 03 Çırpınırdı Karadeniz 04:43
Grup Düşünce - 04 Kırılsın Sana Uzanan Eller 03:48
Grup Düşünce - 05 Genç Osman 02:32
Grup Düşünce - 06 Çizgi 03:13
Grup Düşünce - 07 Çırpınırdı Karadeniz (Enstrümantal) 02:48
Grup Düşünce - 08 Aydınlık 02:43
Grup Düşünce - 09 Fetih Marşı 03:17
Grup Düşünce - 10 Şehit Marşı 02:09
Grup Düşünce - 11 Dava 03:37
Grup Düşünce - 12 Plevne Marşı 03:06
Grup Düşünce - 13 Secde 04:57
[hide thanked=1]
(https://filedn.com/lmqM7CTHfO9ufKCf28vrtim/ayirac.gif)
Grup Düşünce - Güneş Ne Zaman Doğacak 1992
(https://filedn.com/lmqM7CTHfO9ufKCf28vrtim/Pclouddinle-indir.jpg) (https://u.pcloud.link/publink/show?code=kZ6ErcVZkpEFxu93Y0HlEO6TENGtyQzNDUIX)
[/hide]
ALLAH Razı Olsun Ellerinize ve Emeklerinize Sağlık çok Teşekkür ederim
Emeği geçenlerden Allah razı olsun
ALLAH (cc) Razı Olsun. Güzel albümler için, Emekleriniz için, Sizlere sonsuz teşekkürler.
Teşekkür ederim Allah razı olsun
Emeği Geçenlerden ALLAH Razı ve Memnun Olsun...
tesekur ederim
ÇİZGİ
Kalemimden çıkan kan bestesidir yalanın şairi değilim gülüm
Bu kanda canlanan gül destesidir yılanın şairi değilim gülüm
Kırım Azerbaycan Dobruca Musul yetim kalmış evlat bu mudur usul
Ümmetim az güler buyurmuş Resul gülenin şairi değilim gülüm
Haykırdım dolunay ses verdi gökten nizam-ı âleme susadım çoktan
Sevgisi şeytandan laneti Hakk'tan olanın şairi değilim gülüm
İbret var sayısız erkende geçte bilene alması kolay da güçte
Allahı bırakıp putlara secde kılanın şairi değilim gülüm
Yiğit cenge koşarken arkada can ateşte pişerken arkada
Bayrak yere düşerken arkada kalanın şairi değilim gülüm
Kalemimden çıkan kan bestesidir yalanın şairi değilim gülüm
Bu kanda canlanan gül destesidir yılanın şairi değilim gülüm
GENÇ OSMAN
Of of, Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak of of
Aman, askerin içinde, birinci uşak
Allah Allah deyip geçer Genç Osman, of of
****
Of of, Genç Osman dediğin bir küçük aslan
Bağdat'ın içine girilmez yastan, of of
Aman, her ana doğurmaz böyle bir aslan
Allah Allah deyip geçer Genç Osman, of of
****
Of of Bağdat'ın kapısını Genç Osman açtı
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı of of
Aman, kelle koltuğunda üç gün savaştı
Allah Allah deyip geçer Genç Osman of of
KIRILSIN SANA UZANAN ELLER
Belki bizim için her şey değilsin
Ama bizim için inan çok şeysin
Rabbim her zaman güç versin sana
Aman vermesin düşmanlarına
Kırılsın kırılsın sana uzanan eller
****
Sen ki içimizde sönmez güneşsin
Sen ki Alparslan'la Yavuz'a eşsin
Düşmanların oyunu yine bozulsun
Sana kem konuşan diller olmasın
Kırılsın kırılsın sana uzanan eller
****
Belki bir gün olur sana gelirler
Kim haklı kim haksız tarih belirler
Otağında kurulur düğün dernekler
İşte o zamanda Alparslan kükrer
Kırılır kırılır sana uzanan eller
GÜNEŞ NE ZAMAN DOĞACAK
Bir şey anlat bana yüzüm gülsün gülüm,
Bana bir şeyler anlat.
Ben ki yüzyıllık acı bir tohumun
Bugünlere düşmüş ızdıraplı meyvesiyim
Gelme üstüme gelme hiç tadım yok hiç tadım yok.
Ama bir şeyler anlat yüzüm gülsün,
Bir şeyler anlat gülüm.
Rüzgâr deme sakın fırtına deme
Gece deme sakın karanlık deme
Umut deme sakın umutlar gitmiş
Hayal deme sakın hayaller gitmiş
Sabır deme sakın sabır çoktan gitmiş
Ama bir şeyler anlat gülüm
Ne olur ne olur bir şeyler anlat
Ilık bir şeyler sıcak bir şeyler anlat
Aydınlık bir şeyler anlat
Mesela güneşi anlat evet evet ne olur güneşi anlat
Ama Paris'in değil Londra'nın değil Newyoork'un değil
Hele hele Tel Aviv'in güneşi hiç değil.
O güneşleri anlatma bana
Onlar ki benim gölgemden devşirilmiş çalınmış güneşler
Bana benim güneşimi anlat
Yüz yıl var ki doğmuyor güneşim
Güneş ne zaman doğacak
Güneş ne zaman doğacak
Güneş ne zaman doğacak
Bana onu anlat.
KÜRŞAD MARŞI
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Hâlbuki yoldaşını bırakıp kaçanların
Değişilir topu da bir sokak kaltağına.
****
Kürşadın narasıyla indik Tanrı Dağından
Ruhumuzu kandırdık Orhun'un kaynağından
Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur
Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç olur
****
Delinse yer, çökse gök, yansa, kül olsa dört yan,
Yüce dileğe doğru yürürüz yine yayan.
Zalimlerden yankeden masonlardan yılmayan
Ölümlerde eğlenen tunç yürekli Türk'leriz
ÇIRPINIRDI KARADENİZ
Çırpınırdı Karadeniz bakıp Türk'ün bayrağına
Ah ölmeden bir göreydim düşebilsem ayağına
****
Ayrı düştüm dost elinden yıllar var ki çarpar sinem
Vefalı Türk geldi yine selam Türk'ün bayrağına.
****
Kafkaslardan esen yeller şimdi sana selam söyler
Olsun bütün Turan eller kurban Türk'ün bayrağına.
****
Sırmalar saçsam koluna inciler dizsem yoluna
Fırtınalar dursun yana yol ver Türk'ün bayrağına.
AYDINLIK
Gergin uykulardan kör gecelerden
Bir sabah gelecek kardan aydınlık
Sonra düğüm düğüm bilmecelerden
Bir sabah gelecek kardan aydınlık
****
Vurulup ömrünün ilkbaharında
Kanından çiçekler açar yarında
Cümle şehitlerin omuzlarında
Bir sabah gelecek kardan aydınlık
****
Işıklar dal budak her kolu İslam
Gönüller yürekler dopdolu İslam
Tek ölçüsü İslam tek yolu İslam
Bir sabah gelecek, kardan aydınlık
SECDE
Şuhûdundan cüdâdır, çok zamanlar var ki, îmânım;
Bu vahdet-zâra -gûyâ!- geldim amma bin peşîmânım:
Huzûr imkânı yok, dünyâyı etmiş cezben istîlâ;
Ne hüsrandır, İlâhî, ma'bedim, çepçevre, vâveyla !
Derinlikler, kovuklar, kuytular, şellâleler, yarlar,
Bulutlar, yıldırımlar, çöller, enginler, sular, karlar,
Güneşler, gölgeler, aylar, şafaklar... Hepsi çığlıkta;
Gelir tarrâkalar çaktıkça ecrâmın karanlıkta!
Sabâ dağlarda sûr üfler, coşar vâdîde bin mahşer;
Denizler yükselir, seller döner, taşlar semâ' eyler.
Ufuklar çalkanır, kaynar ziyâ girdâbı göklerde;
Asırlar devrilir: çamlar, çınarlar, çırpınır yerde.
Bütün zerrâtı sun'un bir müebbed neşveden serhoş;
Sağım serhoş, solum serhoş, İlâhî, ben ne yapsam boş!
Ömürlerdir, gözüm yollarda, hâlâ beklerim, hâlâ,
Şuhûd imkânı yok, coştukça hilkatten bu vâveylâ.
* * *
Hayır! Bir başka rûh esmiş ki, akşam, sermediyyette:
Uyandım, fecre baktım, titriyor par par meşiyyette:
O coşkun na'ralar bî-tâb; o taşkın zerreler mahmûr;
O tûfanlardan ancak terliyor, maşrıkta tek bir nûr.
O gömgök kubbe, Sînâ rengi tutmuş, bir avuç toprak:
Işıklar püskürürken, şimdi haşyetlerle müstağrak!
O ecrâm, âh o gözler öyle fânîler ki Mevlâ'da,
Dönüp bir kerre olsun bakmıyorlar artık eb'âda.
Denizler, dalgalar, dağlar, ağaçlar, gölgeler dalgın...
İlâhî, ürperen tek gölge yok bağrında âfâkın.
Sabâ durgun, sular durgun, gölün durgun hayâlinde,
Ne ma'nîdâr o gökler, kudretin bir vahyi hâlinde!
Bu vahdet-zâra dün baktım: Ne meyhâneydi cûşâcûş!
Bugün rindânı gördüm: Başka bir peymâneden bî-hûş.
Bütün dünyâ serilmiş sunduğun vahdet şarâbından;
Benim mest olmayan meczûbun, Allâh'ım, benim meydan!
Bırak, hâsir kalan seyrinde mi'râcım devâm etsin;
Rükû'um yerde titrerken, huşû'um Arş'ı titretsin!
İlâhî! Serserî bir damlanım, yetmez mi hüsrânım?
Bırak, taşsın da coştursun şu vahdet-zârı îmânım.
Bırak, hilkatte hiç ses yok, bırak, meczûbunun feryâd...
Bırak, tehlîlim artık dalgalansın herçi-bâd-âbâd !
Kıyılmaz lâkin, Allâh'ım, bu gaşyolmuş yatan vecde...
Bırak, "hilkat"le olsun varlığım yek-pâre bir secde!
PLEVNE MARŞI
Tuna Nehri akmam diyor, etrafımı yıkmam diyor,
Şanı büyük Osman Paşa, Plevne'den çıkmam diyor.
****
Düşman Tuna'yı atladı karakolları yokladı
Osman Paşa'nın kolunda beş bin top birden patladı
****
Kılıcımı vurdum taşa taş yarıldı baştanbaşa
Şanı büyük Osman Paşa askerinle binler yaşa
DAVA
İmansız zümreyi yokluk kemirir ezelden ebede her var bizimdir.
Kanundur; zamanı zaman devirir, zamanı kuşatan yer var bizimdir.
Azmimiz kırılmaz kederle, yasla, ezelden ebede her var bizimdir.
Fenadan ölümden korkmayız asla, ölümün öldüğü diyar bizimdir
****
Maddeye tapmayız ezelden geldik her şeyi kuşatan ebed bizimdir
Çirkini sevmeyiz güzelden geldik arkadaş son zafer elbet bizimdir
Bu dava özüdür İslamiyet'in bu dava güneşi, mazlum milletin ,
Bu dava, her şeyden, her şeyden çetin bu yolda dert, hüzün, gurbet bizimdir.
ŞEHİT MARŞI
Bozkurtların Başbuğları kükreyince, söğütte
Soluk yapraklar uçuşur, dökülür bir nefeste
****
Canımızdır, kanımızdır her şeyimiz bu vatan.
Bastığın yerleri tanı, altında Türk'tür yatan
****
Atalardan bize kalan emanettir bu vatan
Susuz kalsa toprağımız, sularız kanımızla
FETİH MARŞI
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek;
Yürü hala ne diye oyunda oynaştasın
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
****
Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.